Ağlamak geliyor içimden, feryat etmek istiyorum ovalarda, yaylalarda.
Niye diyeceksiniz duyar gibi oluyorum..! Ben feryat etmeyim de kim feryat etsin...!
"Türk esir, Türkmen esir/ Sen zevku safadayken/ Men bağlı Türkmen esir."
Şair böyle demekte, kaleminden Türkün ve Tükmenin acısı fışkırmakta.
Aslında biz Irak süreciyle bunu görmeliydik.
Aslında biz bunu Kerkük'teki tapu sicil kayıtları yakılırken görmeliydik
Aslında biz bunu Süleymaniye'de askerin başına çuval geçirilirken görmeliydik.
Aslında biz bunu Tuzhurmatuda katliamlar yapılırken görmeliydik.
Aslında biz bunu Telafer'deki katliamlarda görmeliydik.
Aslında biz bunu Suriye karışmadan önce görmeliydik.
Bunların böyle olacağını Saddam yakalanıp kuyudan çıkarılırken görmeliydik.
Biz bunları o Kaddafi'nin yakalandığı andaki resmine bakarak görmeliydik...
Ebu Gureyf ceza evinde çekilmiş iğrenç fotoğraflara bakarak görmeliydik...
Biz bunları Bağdat kütüphaneleri, müzeleri yağmalanırken görmeliydik.
Halep'te öldürülen masumları, kadim medeniyetlerinin eserleri yıkılırken görmeliydik.
Aslında biz 1991 yılında Sovyetler çökerken Demirel'in "Adriyatikten Çin Seddine kadar büyük Türk dünyası ortaya çıkmıştır"dedikten sonra böyle büyük laflar edemeyeceğimizi görmüştük.
Eğer tarihi iyi okuyup anlasaydık, bunları görüp hesaplayabilseydik bu acıları bu boyutta yaşamayacaktık.
Ama ne dediler: " 6 saatte Şam Emeviye Camiinde Cuma namazı kılacağız" ifadeleri gök kubbede yankılandı fakat "çarşıya pirince giderken, evdeki bulgurdan olduk.
Atalarımız ne demiş:
"Büyük lokma ye, Büyük konuşma" , biz bugün büyük konuşmanın üzüntüsünü yaşarken Ortadoğu coğrafyasında Türkmenler soykırıma uğratılıyor.
Biz ne yapıyoruz. Sadece bağırıyoruz..! Öyle değilmi..?
Basra harap olduktan sonra...