Mimar Sinan'ın hem de o devirde yaptığı eserleri bugün bile çoğu mimar, hayal dahi edemiyor. Bu konuda yazılan, çizilenleri okur dururuz. Her birisi mimari bir şaheser olan o eserlerin bugün neredeyse yarısına bile yetişilemiyor. Anlıyoruz ki işte Osmanlı İmparatorluğu böyle bir şeymiş. ''Estetik kaygı'' dediğimiz olgu, o dönemlerde bile varmış ve bunun örneklerini halen daha dimdik ayakta olan o eserler sayesinde görebiliyoruz. Peki 1500'li yılların ortalarında böyle bir mimara sahip olan neslin çocukları şimdi nerede? Galiba birisini ben biliyorum. Erzurum'da! O adam, hem de yine bir mimari harika olan Eski Hükümet Konağı'nın onarımını yapan adam! (Aslında tanıyor gibi davrandığıma bakmayın. Yüzünü bile görmüş değilim)
***
Bilmiyorum kaçınız son günlerde yeniden onarıma sokularak hizmete girmesi planlanan eski Hükümet Konağı'nın dıştan bir görünüşüne dikkat etti? Sanıyorum, çoğunuzun da benim gibi dikkatini çeken hiç bir şey olmadı. Anadolu Ajansı'nın emekli Bölge Müdürlerinden Bedri (Turhan) ağabeyi olmasaydı halen daha benim de dikkatimi çekmeyecekti. Bahsettiğim şey, binanın dört bir yanında konuşlanan metrelerce uzunluktaki soba boruları! Evet. Yanlış duymadınız. Binanın dışında boydan boya yağmur ve kar sularının dışarıya boşaltılması için soba boruları döşenmiş ve ortaya inanılmaz bir çirkinlik çıkmış.
***
Hem de trilyonlarca lira harcanarak gerçekleşen restorasayon çalışmasında ortaya çıkan çirkinlik, estetik fakirliğin de tam resmi aslında. Resmen binanın güzelliğine vurulan bir darbedir o soba boruları! ''Bir gün İstanbul'da yürürken ayağıma 'mığ' batti'' durumu yani!  Bir adam onca güzel işi yaparken böyle bir çirkinliğe nasıl imza atar, akıl sır ermiyor. ''Köylüden mimar olmaz'' diye bazen 'nadan' da görünen ama özde gerçek olan tanıma uygun bir iş olduğu su götürmez bir gerçek. Köyünde gördüğü 'tezek kalaklarından esinlenerek Eyfel Kulesi yapmaya özenen' ukala mimarlara bile rahmet okutan bu çalışma, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet beyin gözünden nasıl kaçmış, o da ayrı bir merak konusu!
***
Bildiğiniz gibi bu bina ile ilgili bir süreden beridir bir tartışma var. Tartışma, Büyükşehir tarafından onarımı gerçekleşen binaya ansızın Bölge İdare Mahkemesi'nin taşınması yolaçmıştı. Şahsen ben bu topa girmeyeyim diyorum! Yeterince meraklı,ilgili bir sürü arkadaş var o topa giren. Ama ben şahsen o soba borularındayım! İnanıyorum ki o soba boruları, dışarıdan Erzurum'a gelenlerin bu şehrin ve yönetenlerin ufku ile ilgili bir ipucu verecektir! Böyle bir anılma, ne benim şehrime ne de yöneticime reva görülmelmeli. Bir an önce bu hatanın bir şekilde giderilmesi dileğinde bulunuyor ve ilgilileri Hazreti Gogol'a havale ediyorum. Allah aşkına bir gün de oyun dışında gogol'a girin ve Malatya Belediyesi'nin yeni hizmet binasına bir baksınlar. Bir baksınlar, bu konuda bile Erzurum nerede, Malatya nerede?
***
Özetle biz hamsiden başka balık, kargadan başka kuş bilmeyen bir şehirmiyiz? Hiç hoş değil bu tut şunun ucundan döşeyelim abi durumları! Ayıp oluyor!