UTANIN… UTANMAYA YÜZÜNÜZ KALDIYSA

A.Camus; “Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.” diyor.
 
Tek başına mutlu olmak! Bugünün insanının kâbusu!
 
Tek başına mutlu olmak için,  önce bencil olmak gerekir.
Sonra hırslı… ve sadakatsiz.
 
Bunların bir arada bulunduğu birisiyle dost olmak ister miydiniz?
Peki, aynanın karşısına geçtiğinizde, bunların bütününün ete kemiğe bürünmüş haliyle karşılaşmak hoşunuza gider miydi?
 
Öyle yazıya iğrenirmiş gibi yaparak bakmayın! İşte siz, belki de bu özellikleriyle,  aynaya yüzü yansıyan kişisiniz.
 
Utanılacak, itiraf edilemeyecek kadar iğrenç, ama sonuna kadar gerçek.
Siz Camus’nün dediklerindensiniz!
 
Tek başına mutlu olmaya çalışan insancıklardansınız.
 
Şimdi bunu da nereden çıkardın diyebilirsiniz. Ya da daha iyisini yapıp, yazıyı okumayı tam da burada terk edebilirsiniz. Ne yaparsanız yapın siz; bencil, hırslı ve sadakatsizseniz, değişen bir şey olmaz.
 
Bir şeylerin içinizi kemirmeye başladığını hissedersiniz ve artık yapılacak tek şey; daha hırslı, daha bencil ve daha sadakatsiz olmaktır.
 
Bu dakikadan itibaren aynanın karşısındaki suretiniz, daha karanlık ve siz daha utanılacak bir şey olup çıkarsınız.
 
Başkalarının mahvolmasına rağmen tek başına mutluluk… itiraf edin, tam da bugünün insanına yakışır bir hedef.
Ve siz, büyük olasılıkla bugünün insanısınız.
 
Televizyonun, gazetenin yönlendirdiği, Amerikan sinema endüstrisinin doğrularına göre hareket eden, birey olmaktan sadece kendiniz için yaşamayı anlayan insancıklardansınız.
 
Siz Camus’nün tarif ettiği, utanılacak işi yapanlardansınız.
 
Öyle olmasa, savaşlara insanlar öleceği için değil de, ekonomi batacağı için karşı ya da taraf olmazdınız.
 
Öyle olmasa, daha bir yıl, beş yıl, on yıl önce yaşanan savaşları CNN’den izleyip, evinizin içerisinde hayrete düşüp, sonra da karınıza sarılıp yatmazdınız.
 
Öyle olmasa Camus, sizi tarif etmek için o lafı söylemezdi.
 
Öyle olmamak için, önce öyle olduğunuzu kabul edip sonra vazgeçmek için çabalamak lâzım.
 
Siz, önce kabul edin de, sonra başka olmak için çabalamaya başlayın. Bu sırayı izlemezseniz, fasit bir dairenin içerisinde başınızı döndürmekten başka bir şey yapamazsınız.
 
Ama kolay olan içerisinde bulunduğunuz durum. İsterseniz kolayı seçin ve utanılacak işi yapmaya devam edin.
 
Victor Hugo; “İyi olmak kolaydır;  zor olan âdil olmak.” diyor.
 
Âdil olmak bir yana, bugünün insanı iyi olmak için bile zorlanıyor. Tek hedefi, tek başına mutlu olmak olan bugünün insanı için iyi olmakta, âdil olmakta aklının köşesinden bile geçmeyen kavramlar.
 
İyi olmayı kendisi için iyi olmak, âdil olmayı çıkarlarına uygun düşmek
anlamında kavrayan bugünün insanına, ne uzak düşünceler bunlar.
İnsanlık Hugo’dan bu yana ne kadar geriye gitmiş!
 
O, iyi olmanın kolaylığından bahsediyor, bize iyi olmak bile çok uzak kalıyor.
 
Bu yüzyılın aşkları; çamura bulaşmış.
 
Bu yüzyılın insanı; aynada aksine bakamıyor.
 
Bu yüzyılın insanı; dünyanın sadece kendisinin mutlu olması için varolduğunu sanıyor.
 
Bu yüzyılın insanı; ne acı bir yanılgının içerisinde…
Savaşı çocuklar öldüğü için değil, petrol fiyatları artacağı için sevmiyor!