Önceki hafta, “Erzurum ile böyle dalga geçilir” diye bir yazı yazmış, icra müdürlüklerinin raflarında 200 bine yakın dosyanın işlem görmek üzere beklediğini…
6. icra müdürlüğünün de yolda olduğunu belirtmiştim.
***
Konuya kaldığım yerden devam edeyim istiyorum.
***
Beş icra dairesinde 200 bine yakın dosyanın varlığı demek, 400 bin insanın yaşadığı Erzurum’da, hemen herkesin icralık olduğu anlamına gelir.
***
Ne acı, ya da ürküten bir tablo!
***
Aslında acı tablolarımız o kadar çok ki.
Nereye el atsanız, elinizde kalıyor.
***
Kahvehaneleri görüyorsunuzdur sanırım.
***
Tıka basa insan dolu ve o insanların çoğunluğunu da genç işsizler oluşturuyor.
***
Genç işsizlerin neredeyse tamamına yakını eğitimli.
İçlerinde yüksek lisans yapanları, dil eğitimi alanları, bilgisayar sertifikallı olanları hayli fazla, ama hepsi iş peşinde, hepsi ekmek parası telaşında.
***
Ekmek ise aslanın ağzında!
***
Kahveleri dolduran Erzurum’daki işsizlerimizin sayısı ne kadardır acaba, bilir misiniz?
***
Söyleyeyim:
Tamı tamına 42 bin kişi, sıraya girmiş, aylardan, belki yıllardan beri umutla, sabırla iş bekliyor.
***
Bu rakam, Erzurum İşkur Müdürlüğü’ne kayıtlı olanlarının yekûnunu oluşturuyor.
***
Bir de iş bulma ümidini yitirmiş, dolayısıyla İşkur’a kayıt olmamış olanları, “gizli” işsizleri, yani öğrencileri, yani ev kadınlarını, yani genç kızları ekleyin bakın, rakamın boyutu nereye varır!
***
Hele, adına “şirket” denilen, prangasız gönüllü kölelerin çalıştırıldığı yerleri ve oralarda asgari ücrete talim ettirilen üniversite mezunu gençlerimizi de saymıyorum.
***
Onları da saysak, Erzurum’un sosyal ve ekonomik çehresi, ya da çaresizliği, biçareliği, zavallılığı iyiden iyiye çıkar ortaya.
***
Üniversite tatile girdi, öğrenci çekildi ve Erzurum, her yıl olduğu gibi, bu yıl da “mega köy” görünümüne büründü.
***
Dükkanının çarkını öğrenci harçlıkları ile döndürmeye çalışan çoğu esnaf çaresiz.
***
Herkes daha şimdiden ekim’i, kasım’ı beklemeye başladı.
***
Öğrenci gelecek, güya piyasalar hareketlenecek!
***
Ölme eşeğim ölme, yaz gelsin yonca biçek!
***
Ancak kasım demek, kış demek.
***
Oysa haziran’dayız ve daha sırtımız ısınmadı.
Okulların açılmasına, öğrencinin gelmesine daha çook zaman var.
***
Böylesine çaresizlik içinde kıvranıp, sorunla, sıkıntıyla cebelleşirken, geçen cuma hutbesinde, camilerden yükselen “hakkınızı helal edin” talebine dikkat kesildik.
***
Son kararname ile Denizli Valisi olarak atanan Ahmet Altıparmak, Erzurumlular’dan, yani bizlerden helallik istiyordu.
***
İnsani ve imani bir talep, yadırganacak bi tarafı yok belki!
***
Gerçi çoğu insan şaşırdı bu isteğe, itiraz edenler, eleştiri getirenler oldu.
Ama ekseriyet makul karşıladı vali bey’in talebini.
***
Öyle ya!
Üç yıl bu memlekette valilik yapmış bir üst düzey bürokratın, Erzurum’dan ayrılacağı şu günlerde bundan daha doğal bir istek olabilir miydi?
***
Sonuçta hemen hepimiz, yolculuğa çıkarken, hacca, umreye giderken biri birimizden helallik istemiyor muyuz?
***
Hatta musalla başındayken bile aynı talep geliyor hocadan:
“Hakkınızı helal edin!”
***
Helal ediyoruz vallahi, hiç itirazsız hem de.
***
Bugüne kadar, “Kusura bakma hoca, ben hakkımı şu meftaya helal emiyorum” diyenine rastlamadım.
***
Dolayısıyla benim de varsa bir hakkım (ki, olmadığı inancındayım) sayın vali’ye helal ediyorum.
***
Allah yolunu, izini açık etsin!
***
Umarım Denizli’de güzel işler yapar.
***
Sadece aklımın almadığı bir nokta var.
***
Hani demin 42 bin işsizden bahsettim ya!
***
Aslında sayı çok çok fazla da, yine de biz resmi rakamlara bağlı kalarak yapalım yorumumuzu.
***
O işsizlerin illa ki, evil, çoluk, çocuk sahibi olanları vardır ve sayıları da hayli fazladır.
***
Belki öksüz değil işsizlerin bebeleri.
Yani, anaları, babaları başlarında.
***
Böylesi bir varlık, ana, baba sevgisi tatmamış çocuklara göre, inanılmaz büyük bir nimet.
***
Tamam bebeler belki öksüz değiller, ama tüysüzler!
***
Ve ben, bi yerlerden “tüyü bitmemiş” sözünü hatırlıyor gibiyim.
***
Dedim ya…
Biz hakkımızı billahi helal ettik sayın vali’ye!
***
O tüyü bitmemiş, mamasız, bakımsız, aç ve bitap bebelerden helallik nasıl alınır?
Bunu da gidip müftü bey’e sormak gerekir!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
ERDAL DEDEOĞLU 2016-06-14 13:48:44

burdan yorum gönderilmiyor. görüşmek isterseniz [email protected] dan yazişabiliriz.
saygılar. erdal dedeoğlu-y.müh-ekonomist