Yeni organize sanayiine yeni yatırımcılar…
Vali Memiş müjdeyi verdi
Öteden beri şöyle bir inanış var:
Erzurum’da sanayi olmaz. Çünkü Erzurum, gerek büyük şehirlere olan uzaklığı gerek hammadde yetersizliği gerek kalifiye eleman yokluğu ve gerekse iklim şartları bakımından negatif bir tabloda.
Peki bu görüş doğru mu?
Kısmen doğru.
Evet; Erzurum, özellikle büyük tüketim gücüne sahip merkezlere uzak bir şehir… Bu da Erzurum’da imal edilen bir ürünün büyük şehirlere naklinde ciddi bir maliyet doğuruyor.
Kısmen yanlış.
Yanlış; çünkü gerek ulaşım araçları gerekse ihracat rejimi, şimdiye kadar Erzurum aleyhine olan şartları büyük oranda değiştirdi.
Netice ne?
Netice şu:
Erzurum’da da Doğu’nun her hangi bir şehrinde de bal gibi sanayi olur ve bu sanayi o yerin kalkınmasında lokomotif rol oynar.
Dün Vali Okay Memiş’le görüştüm.
Ilıca’da şeker fabrikasının karşısında inşa edilecek yeni organize sanayinin son durumunu sordum.
Vali Memiş, “Her şey yolunda. Çalışmalar büyük bir hızla devam ediyor” dedi.
Sordum, “Yeni organize sanayine yalnızca eski yatırımcılar mı nakledilecek?”
Memiş cevapladı:
“Hayır. Başka yeni yatırımcılara da arsa tahsisi yapılacak."
Yine sordum:
“Peki yeni yatırımcı ya da yeni yatırım talebi var mı?”
Vali bey büyük bir keyifle anlattı:
“Olmaz mı hem de tahmin ettiğimizden daha fazla yeni yatırım talebi ve yatırım için şehrimizi tercih eden yeni yatırımcı var.”
Tekstil…
Cam ve kapı pencere üretimi…
Ayakkabı…
Boya…
Teknoloji…
İki bilemedin üç yılın sonunda Erzurum’da birbirinden farklı alanda imalat yapacak onlarca tesis, atölye ve fabrika kurulacak.
Bu, öyle hayal filan değil.
Resmi müracaatlar, yürütülen resmi işlemler, bunun bir gerçek olduğunu gösteriyor.
60’lı 70’li hatta 80’li yıllara kadar Erzurum, gerek nüfusu gerekse ekonomisi bakımından Türkiye’nin “en büyük” on şehrinden biriydi.
Ülke çapında Erzurum için “Doğu’nun Paris’i” yakıştırması, elbette ki laf olsun diye yapılmış bir iltifat değildi.
Ne var ki…
Erzurum 80’li yıllardan sonra başta ekonomi olmak üzere, hemen her alanda can yakıcı bir şekilde irtifa kaybına uğradı.
Ve fakat…
Bu kötü gidişat, 2002 yılından yani AK Parti’nin iktidara gelmesinden itibaren usul usul olumlu anlamda değişmeye başladı.
Başkan Erdoğan’ın, o yıllarda başbakan sıfatıyla söylediği şu söz tarihe geçmiştir:
“Ben, Erzurum’u örselenmiş, geri bırakılmış ve küstürülmüş buldum. Bu vaziyetin değişmesi için tüm kurumlarımızla bir seferberlik başlatmalıyız.”
Öyle de oldu…
Erzurum, 2002’den beri gözle görülür bir değişim yaşamaya başladı.
Hele de Mehmet Sekmen’in büyükşehir belediye başkanı olmasından sonra…
Erzurum, eskilerin sık sık ifade ettiği “makus talihini” artık yeniyor ve yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
Dün Vali Okay Memiş’le yaptığım görüşmede, işte aralanan hatta açılan o kapının ardındaki ümidi ve parlak geleceği gördüm.
“Enseyi karartanlar” az biraz sussalar ve biraz da kenara çekilseler Erzurum, yeniden eski güzel günleriyle yeniden buluşacak.