Üst Not:
Bu yazı yayımlandıktan hemen sonra Fevzi hoca aradı Ankara’dan…
O kibar ve edebi üslubu bir bilgi eksikliğimizi tashih etti.
Meğerse Mümtaz Turhan ismi, hocanın görev yaptığı dönem içerisinde Horasan’da bir ilköğretim okuluna verilmiş. Hatta aynı dönem Horasan’da belediye başkanlığı yapan Dursun Şen de, bir adım daha atarak Mümtaz Turhan adını bir büyük mahalleye vermiş.
Fevzi hoca, devamında şunları söyledi:
“Erzurum’un yetiştirdiği bu büyük ve değerli insanların isimleri ne kadar çok yere verilirse o kadar faydalı olur. Mümtaz Turhan adının şehir merkezinde bir Anadolu lisesine verilmiş olması takdire şayandır.”
Selametlik Fevzi Budak, milli eğitim müdürü iken Erzurum’un yetiştirmiş olduğu değerli insanların adlarını okullara vermeye azami özen gösterirdi.
Hiç unutmam, hemşerimiz büyük şair ve devlet adamı Ziya Paşa’nın ismini, İspir’de bir liseye verdiğinde, o gün bu şehirde önemli görevde olan bir kişi beni arayıp aynen şunu sormuştu:
“Mehmet bey, bu Ziya Paşa şimdi nerede görev yapıyor?”
Ne diyelim…
Biz de aynen “eyvallah” deyip geçmiştik.
Yine aynı Fevzi hoca, bu memleketin evladı olan ve Batı’daki üniversitelerde de isim yapan Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ile Nurettin Topçu isimlerinin de okullarda yaşatılması için irade göstermişti.
Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu İmam Hatip Ortaokulu Şükrüpaşa’da…
Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi Yıldızkent’te…
Lakin bir eksiklik vardı.
O da:
Mümtaz Turhan’dı…
Çok değerli büyüğümüz ve hemşerimiz Mümtaz Turhan’ın adı bir okula verilememişti.
Geçen yıl Horasan’da bir teşebbüs olmuş ancak akim kalmıştı.
Sağolsun, bu ciddi eksikliği gideren ve gecikmiş de olsa vefalı davranan bugün ki milli eğitim müdürümüz Salih Kaygusuz oldu.
Mümtaz Turhan Anadolu Lisesi…
Bu okulumuz da Yıldızkent’te…
Böylelikle Erzurum üç büyük sosyoloğun, fikir insanını, akademisyenin ve “çile adamı”nın isimleri gayet isabetli biçimde artık okullarımızda yaşatılıyor.
Erzurum, “değerli insan” bakımından mümbit bir şehirdir.
Hangi alanda bakarsanız bakın, adının önünde “Erzurum” geçen yüzlerce “değerli isme” rastlarsınız.
İlahiyat…
Tıp…
Mühendislik…
Edebiyat…
Sanat…
Kültür…
Siyaset…
Spor…
Araştırın bakın göreceksiniz ki, bu alanların en önde gelen isimlerinin ilk sıralarında Erzurumlular vardır.
Mezar taşıyla övünenlerden değilim, lakin geçmişimizi ve memleketimizin potansiyelini de görmezden gelemem…
Nerden nereye…
Doksanlı yılların sonuydu.
Erzurum Turizm ve Kültür Müdürlüğü bir kitap neşretmişti:
“Erzurum’un en’leri”
O gün ki siyasi iklimin bir dayatması ya da gönüllü icabı olarak, o kitapta, başköşeye koyulan isimlerden biri Fetullah Gülen’di!
Neyse…
Sözü daha fazla uzatmadan, esas meramımızı arzedelim.
Sayın Memiş…
Bu memleket için nasıl canla başla hizmet ettiğinize birinci elden şahidiz.
Üstelik bu hizmeti sunarken; ne tribünlere oynuyorsunuz, ne kimseden rol çalıyorsunuz, ne ağlayıp sızlanıyorsunuz ne de böbürleniyorsunuz…
Bu duruşunuz ve tavrınızla şehrin gönlünü kazandınız, yaşlısından gencine her kesimin takdirini topladınız.
Sayın Memiş…
Dedik ya Erzurum, “değerli insan” bakımından hayli zengin bir şehir…
İşte o zenginliklerimizden biri de, bu şehrin türküsünü söyleyen ve bu şehrin kültürünü ve tarihini nağmelerde yaşatan bir kıymetli usta olan “Türkü Paşa” Raci Alkır’dır.
Şehrimizde Güzel Sanatlar Lisesi var…
Sizden istirhamımız, Raci Alkır adının bu liseye verilmesidir.
Ömrünü Erzurum’un müzik hayatına hizmette geçiren ve bugün dillerden düşmeyen onlarca türküyü derleyip o güzel sesiyle TRT’ye kazandıran Raci Alkır, isminin güzel sanatlar alanında eğitim veren bir okulda yaşatılması isabetli bir karar olacaktır.