Vefa, İstanbul’da bir caddenin ya da bir spor kulübünün adı mı?
Ne güzel sözler miras eylemişler;
“En vefakâr dostumuz gölgemizdir bilirsiniz. Ama unutmayın ki o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler” Friedrich Hegel
“Bülbülden vefa ummayın, çünkü her dem başka bir gül üzerine öter” Şadi Şirazi
“İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar” Kızılderili
Aşkta vefa, sosyal hayatta, sanatta, sporda, siyasette vefa…
TRT ‘nin çok değerli sanatçılarından Mehmet Raci Alcan ile hafta sonu Tebriz Kapı’da bir mekânda çaylarımızı yudumlarken eskilerden söz ettik.
Dar-ı bekaya irtihal edenleri rahmetle andık. Zamanında göçenlere gıptayla baktık, kalanların arpa boylarına kendimizi de katarak özeleştiride bulunduk.
Söz vefaya geldi dayandı.
Raci kardeş, Elazığ’da mahalli sanatçı Enver Demirbağ’ın isminin Harput Mahallesinde bir sokağa isminin verildiğini, Malatya’da aynı şekilde mahalli sanatçı Fahri Kayahan’ın, Diyarbakır’da Celal Güzelses’in, Şanlıurfa’da Kazancı Bedih’in, Kayseri’de Ahmet Gazi Ayhan’ın isimlerinin bir yerlere verildiğini dile getirdi.
Bu isimler TRT repertuarlarına toplamı 50 kadar eser kazandırmış..
Ya Erzurum’da?
16 Aralık 2011’de rahmete uğurladığımız hemşerimiz TRT’nin çok özel bir sesi, derlemeci, müstezatların, divanların manevi avazı, tatyanlara can veren Tatyan Paşası Raci Alkır ne zaman birilerinin dikkatini çekecek?
Erzurumlu Raci Alkır; TRT repertuarına kazandırdığı 20 eserinden maada, hali hazırda da farklı kişiler tarafından notaya alınmış 30-35 türkü repertuara kazandırılmayı beklemektedir.
Sayın Alcan’ın ifade ettiği gibi; Allah vergisi davudi sesi ile türküleri yüreğiyle okuyan ve onlara hayat veren, evine giden misafirleri güler yüzü, cömert sofrası ve nüktedan tavırları ve kendine has Erzurum şivesiyle uğurlayan, haksızlığa tahammül edemeyen bir mizacı, dobra dobra sözleri, doğru bildiğini sonuna kadar savunacak yüreği olan, “ Türkü Paşa” unvanını duruşu ve sanatıyla hak eden bir DADAŞ…
Sayın Mehmet Sekmen!
Türkülerini dinlerken; İlahi aşkı, tasavvufi formları, acıları, gurbeti, ayrılıkları, ölümü, neşeyi, savaşları, Erzurum yaylalarını, bizatihi insanı, Erzurum’u bulabileceğimiz Rahmetli Raci Alkır’ın ismini stadyumun yanında kurmayı planladığınızı öğrendiğim kültür merkezine vermeniz, bir vefa borcunun ödenebileceği, naçizane kanaatimdir.
***
Erzurumspor’un efsaneleri şu günlerde bir vefa borcu için yola çıktı.
1997-1998 yılında Erzurumspor’u Süper Lig’e çıkaran kadronun oyuncuları Kürşat Karakaş, Atilla Çebi, Serkan Yıldık, Taner Aykut, Muzaffer Bilazer, Alirıza Salcı ve Abdulkadir Şakşak, pazartesi günü düzenledikleri basın toplantısında, Büyükşehir Belediye Erzurumspor’un yönetimine talip olduklarını dile getirdiler.
Hepsinin gözleri ışıl ışıldı. Çıktıkları yolda inançlıydılar. Bir araya gelmişler, bu şehire vefa adına bir şeyler vermek istiyorlar.
Doğru bir karar.
Sayın Sekmen!
Burada da size çok önemli görev düşüyor.
Kanımca, haberinizin olduğu bu oluşumu sonuna kadar desteklemenizi ve vakit kaybetmeden de gerekli çalışmaların başlatılmasını bekler bu şehrin futbola hasret insanları.
***
Siyasette vefa apayrı bir olay…
Şimdilerde dava, vefa ve muhabbet havasında mı acaba?
Bazı partilerde vefanın adı cefa, bazılarında kesilen ceza…
Sıkıntılar hissedilince, telefonlara sarılıp küstürülen kurucular göreve çağrılır ama bu saatte nafile..
Şehrin sorunlarına hâkim, çalışkan, istenen vekiller safdışı, rüku-secdede, biatta kusur etmeyenler listeye dahil…
Siyasette küsme olmaz inancıyla bekleyen vefakarlar kerhen kördüğüm noktalara..
Haydi rastgele…