15 Temmuz, FETÖ darbe girişimi olarak hafızalarımızda kalacak olsa da,aynı zamanda 15 Temmuz,ABD'nin,Türkiye'ye savaş ilan ettiğinin açık bir göstergesiydi.
Devletin en küçük noktalarına kadar yerleştirilen FETÖ'cüler üstünden kurgulanan plan; Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN ve ona destek veren öncü çevrenin yok edilmesi ve ülkenin ABD bünyesinde vesayet altına alınmasıydı.
Büyüyen ve gelişen Türkiye, 2023 hayallerinin gerçekleştiğini göremeden, PKK'nın da devreye sokulmasıyla bölünecek ve yok olmaya mahkum edilecekti.
15 Temmuz'da kahraman milletimiz dünya tarihine bir direniş örneği sunmuş, üstüne oynanan bütün oyunları ve planları alt üst etmiştir.
Saldırıların merkezinde hiç şüphe yoktur ki, ABD vardır.
ABD,15 Temmuz sonrasında da, amacına hizmet etmeye devam etmiş, askeri ambargo, güneyde oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, ve yüzlerce kilometrelik cephe ile, aslında aleni olup ismi konmamış bir savaş başlatmıştır.
En son yaşanan vize sorunu ile kriz ayyuka çıkmıştır.
ABD konsolosluğunda çalışan Türk vatandaşı Metin Topuz’un, Feto soruşturması ile ilgili tutuklanması sonrası ABD'nin, gerekçe olarak,ABD konsolosluğunda çalışanların güvenliğini öne sürüp, "Büyükelçiliğimiz ve Konsolosluklarımıza gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla,şu andan itibaren geçerli olmak üzere, Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetleri askıya alınmıştır " şeklinde açıklama yapması,ABD'nin ne kadar sıkıştığının kanıtıdır.
Çünkü Metin Topuz, 35 yıldır Türk resmi makamlarına bildirilmeden çalıştırılan bir ajandır.
Ve, Türkiye, ABD'nin elindeki son ajanı tutuklamıştır.
Uluslararası ilişkilerde zaman zaman sorunlar yaşanması olasıdır.
Lakin, ABD'nin bir konsolos çalışanı için böyle ağır bir karar alması şaşırtıcıdır.
Yargı aşamasında olan bu kişinin, Fetö ilişkisi yüzünden, ABD'yi sıkıntıya sokacak suçları varsa ve ABD bunu anladığı için vize krizini araya koymuşsa, bu ABD'ye karşı, 15 Temmuz ve FETÖ desteği konusunda kesin bir delildir.
Cevap gecikmemiştir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, "SİZE MECBUR DEĞİLİZ" çıkışıyla ABD'yi hedef göstererek aslında tüm dünyaya meydan okumuştur.
Türkiye'de ABD'nin almış olduğu karara binaen, ABD vatandaşlarının vize başvurusunu askıya almıştır.
Bunun üzerine ABD Ankara Büyükelçisi Bass, yaptığı açıklamayla vize sorununun çözülebileceğini, İŞİD'e karşı Türkiye ile mücadeleden olumlu sonuçlar alındığını ve Türkiye’de son 9,5 aydır terörist eylemler yapılmadığını ve ABD olarak bağımsız Kürt devleti kurulmasına karşı olduklarını dile getirmiştir.
Aslında Bass'ın konuşmasının altında bir tehdit vardır.
Eğer işbirliği yapmazsak bombalar tekrar başlayabilir !!!
Bir taraftan da vize sorunu ve Kürdistan'ı ortaya atıp, havayı yumuşatmaya çalışmaktadır.
Muhalefet partileri de, AK Parti'nin yanında olmuş, tüm dünyaya birlik mesajı verilmiştir.
Milletimiz vize krizi ile ABD'nin gizli saklı birçok dosyayı, gizlemeye çalıştığının bilincindedir..
ABD artık dünya önünde güvenilirliğini kaybetmiş, terör örgütlerinden başka dostu kalmamış bir ülkedir.
Vize krizi ABD’nin bütün kirli hesaplarını ortaya çıkarmıştır.
FETÖ darbe girişiminin başarısız olması, ABD ile bağlantılarının açığa çıkması, Fırat Kalkanı’ndan sonra İdlib’de başlatılan operasyonun Batı’ya doğru genişleyecek olması, terör koridoru ve Türkiye’ye yeni saldırı planlarını devre dışı bırakmıştır.
Bunlar, Türkiye'nin karşılık veremeyeceğini, ellerini ovuşturarak, başı önünde, ABD'nin karşısında susacağını ümit etmişlerdir.
Yeni Türkiye, dünya lideri Recep Tayyip ERDOĞAN önderliğinde başı dik,sesi gür,adımlarını sağlam atan,hep daha ileriyi hedefleyen bir ülkedir.
Türkiye her zaman barışcıl ve uzlaşmacı bir taraf sergilemektedir.
Vize krizi yakın tarihte çözülebilir gözükse de, bundan sonra ki ilişkiler ABD'nin tavrına göre belirlenecek olup mutlak surette, bu süreçten, Türkiye güçlenerek çıkacaktır.
Belleklere kazınması gereken tek husus vardır.
15 yıl önce, ABD başkanlarının önünde el pençe divan duran Türkiye artık tarihe gömülmüştür...