Bizler ‘dâvâ’yı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık. Yola koyulduk, bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye
vardığımızda sevincimiz sonsuzdu ama küçük(!) bir noksanımız olduğunu fark ettik:
‘Dâvâ’yı dağın eteklerinde unutmuştuk!? Meğer biz dâvâyı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız.”
Galip Erdem.
ALLAH’ a Hakkı ile Kulluk edemeyip, kendisine makam, mevkii , para, şan,şöhret, zevk ve sefahat bahşedenlere iradesini ve şahsiyetini ipotek ederek;
Kulluk psikolojisi ile kuldanda kulluk bekleyip,kendilerini ortalama zekanın üstünde farz edip, Hakka kulluğun şerefine ulaşamamış.
Kapı kulluğu disipliniyle ulaştıkları yer ve konumlarını, kendisine kul ve köleler aracılığı ile muhafaza ve müdafaa etmeyi bir yaşam, inanç ve yönetim disiplini haline dönüştürerek.
Kutsal Davamızı bırakın Ağrı dağının zirvesini, balgattaki makam odalarının bile dışına çıkaramamışlardır.
Kendilerini belki bir memur sadakati belkide bir tehdit ve şantaj mahkumiyeti ile kullanan bir üst iradenin dayatması ile
Koltuğu muhafaza müdürü ve her şeyini, istiklalini, şahsiyetini bu müdürlük makamına endekslemiş koltuk şeflerinin son zamanlarda;
Geçmişte kader birlikteliği yapmış oldukları insanlara karşı edep ve haya yoksunu iftira ve ihanet yaftaları,saldırıları ülkücü hareketi bir kavganın ve kaosun eşiğine getirebilmek için ve...
Herne pahasına olursa olsun her yerlerini endeksledikleri o koltukda oturabilmek için,benden sonar tufan vari kullanılmış hastalıklı bir ruh halinin son versiyonudur.
Artık her şey anlaşılmıştır ki onları için , Ağrı dağının zirveside o koltukta oturabilmektir.
Ülkücülerin, hayallerinin,özlemlerinin, İnanç ve ideallerinin, samimiyet ve sadakatinin hiçbir karşılığı,ehemmiyeti ve önemi söz konusu olmayıp onlar için KIBLE, O KOLTUKTUR.!
Ülkücü Hareketin Olmakla olmamak arasındaki bu kritik dönemecinde, Sayın Genel Başkan Adayları;
Şayet sadece ülkünüz MHP yi yönetmek ise gidin bugün bir memur zihniyeti ile ülkücü hareketi büyütmemekle görevli Bbu kişilere ve güce biat edin.! Ağrı Dağının zirvesine kendinizi çıkarın.!
Eğer ülkünüz ülkeyi yönetip dünyaya sirayet etmek ise davayı sırtlanmış ülkücüler ile el ele verip hep birlikte Ağrı dağının zirvesine dava ile birlikte tırmanın.!
Unutmayınız ki Ülkücü hareketin bu gün durumu muhafaza memuru bir genel başkana ihtiyacı yoktur.! Ülkücü Hareketin bir Ülkücü Lidere ihtiyacı vardır.!
Liderlik; Durgun denizde dümen benim kayıkçı kavgasından uzak..! Fırtınalara karşı dümene sahip olmak ve çevirebilmektir..!
Liderlik;Kitlelerin,yüreğine,gönlüne değerler etrafında sirayet edebilme,kitleleri doğru ve idealleri çerçevesinde,peşinden sürükleyebilmektir.!
Liderlik; Dünyaya ve İnsanlara sadece kendi penceresinden değil herkesin ve her kesimin penceresinden bakabilmektir.!
Liderlik; Vebalini ve sorumluluğunu aldığı kitlenin üzerine güneş gibi doğup..! Gölge Olmamaktır.!
Liderlik; Padişahım sen çok yaşa cinsinden ayakçı ve yalaka tayfalarının iltifatlarına, sahte alkış ve gülümseyişlerine gülüp geçebilmektir!
Ve halihazırdaki gibi başkalarının yolunda yürüyenler başkalarının buyruğunda hükmedenler, geride ayak izi bırakamazlar .! Ve asla LİDER olamazlar.!
Ülkücülerin özlemleri, hayalleri,sevdaları,inanç ve ideallerini gerçekleştirebilme adına çıkmış olduğunuz bu yolda Birlikte olmaktan başka bizce hiçbir alternatifiniz olmayıp
Ya tek yürek olarak “BİR” olacaksınız. Yada “HİÇ” olacaksınız.!
Vesselam-saygı-dua 
