Ya Kur’an olmasaydı nice olurdu Müslümanların hali?

Ya Kur’an olmasaydı nice olurdu Müslümanların hali?

Kızı Ankara’da üniversite okuyan bir baba olarak yazıyorum, gazeteci olmam bu meselenin çok gerisinde…

Ağızına her geleni söyleme hürriyetini, sırtını dayadığı iktidara güvenerek söyleme hakkına sahip olduğuna inanan bu ahlaksız ve kitapsız sözde öğretim üyesi, esasında yıllardan beri benzer herzeleri yiyordu da kimsenin dikkatini çekmiyordu.

Üniversiteler fuhuş yuvası” dedi.

Kendisi de o üniversitelerden birinde yanlışlıkla da olsa hoca olduğuna göre, demek ki o “fuhuş”un bir parçası ya da yöneticisi!

Neyse ki hem çalıştığı üniversite, hem de hükümet kınadı!

Sosyal medya, basın ve toplumun her kesimi de gerekli tepkiyi göstermekte gecikmedi.

Gerçi o cevap, henüz üniversiteden uzaklaştırma boyutunda değil ama, umulur ki en kısa zamanda kapı dışı edilir.

Adam, (adam dediysem tamamen söz gelimidir) her aynaya baktığında gördüğü o suratın ne kadar çirkin olduğunu örtbas etmek için herkese çamur atmayı seçenek olarak görmüş!

Sapıkça fantezilerini de sanki öyleymiş gibi sundu.

Herifçioğlunun zikri, uşkur olduğu için ilmi de fermuardan öteye geçmiyor!

Bir bakın bakalım ki o cinsi sapık hoca, kendi alanında hangi başarıya imza atmış, hangi uluslararası yarışmada derece elde etmiş?

Zaten problem de tam olarak bu…

Kalite sıfır, başarı yok, akademik ödül karaborsa!

Bir vakitler dinci bir kanalda tamamen yalanlar üzerine bina olunan yorumlar yapardı. Belli ki şimdi o dinci kanal bile onun yalanlarına itibar etmediği için o da tuttu ergenler gibi sosyal medya çılgınlığından medet umdu ve işte bu herzeyi yedi!

Allah aşkınıza nasıl bir sözdür bu:

Üniversiteler fuhuş yuvasıdır.

Siz bir kız babası olarak, bu sözde hocanın dediklerinden sonra, kızınızı bu ülkede her hangi bir üniversiteye okumaya gönderir miydiniz?

Neyse ki çok şükür böyle bir durum yok…

Kağıt üzerindeki bu profesör, aklınca bir yerlerden “aferin” alırım diye, esasında bu çıkışı yaptı.

Hatta muhtemeldir ki, ilk seçimlerde de kendisini Meclis’te görme hayalleri dahi kurdu!

Ama çırak çıktı, kimse bu “yalaka”ya itibar etmedi.

Kendi görev yaptığı bir üniversitenin “fuhuş batağı” olduğuna inanan ama, ne yazık ki isminin önünde akademik unvan bulunan bu zata sormak lazım:

Sen fuhuşun neresindesin?

Koronadan mıdır yoksa kimileri bilinçaltlarını mı kusuyor bilinmez, son zamanlarda, bokunu yemiş delilerin bile etmeyeceği kelamları sarfeden hocalar, din adamları, politikacılar ve sivil toplum temsilcileri çıktı!

Bu, yalnızca biri…

Daha niceleri var…

Bir başkası da çıkıp, yağmur duasını eleştiren gazetecilerin cenaze namazlarının kılınmaması için Diyanet’e arzuhal sunacak kadar sapıtıyor!

Türkiye, tez elden bu manyaklardan kurtulmadıkça toplumsal huzura daha çok hasret kalırız…

Şimdi biri çıkıp dese ki, “Hoca, senin kızın bu üniversitelerden hangisinde okuyor” acaba yüzü kızarıp, vicdanı sızlar mı?

Eğer toplumsal bir çıldırma cinnetinden geçmiyorsak, hükümet; artık bu deve sidiği içmenin şifa olduğunu salıklayan akıl kaçkınları ile üniversiteleri fuhuş merkezi ilan eden ahlak fukarası bu insanları üniversitelerden derhal kovmalıdır.

Biliyorum; nasıl ki “ön yargıları yıkmak atomu parçalamaktan daha zordur” demiştiyse Albert Einstein…

Dini, hurafeye bulayan ve de Kur’an’a da iftira atan kimi safsatacılar yüzünden, Allah’ın bize ne dediğini anlamamız günümüzün en müşkül bir problemidir.

Profesörün biri çıkıp bize “boş verin aşıyı şu ya da bu ilacı, deve sidiği için şifa bulursunuz” diyor, öteki profesör de, kendi görev yaptığı ve evine ekmek götürdüğü kurumu “fuhuş merkezi” ilan ediyor!

Allah’a binlerce kez şükür ki elimizde Kur’an gibi bir kelam var.

Yoksa nice olurdu halimiz…