Cürmümü biliyorum, ateş olsam ne yazar
Gücüm kendime yeter, ben canımı yakarım
Hayat dediğimiz yol, mevtana doğru uzar
Ardımda bıraktğım, her anımı yakarım
Söz sükuta dönüşür, dil lal olur karşında
Kainat yasta kalır, tufan kopar çarşında
Hedefin izi varsa, namludaki kurşunda
Kıskacında kaldığım, dört yanımı yakarım
Dayanmalı bu yürek, müptelasıdır cebrin
İrtihal olmuş beden, eşiğindedir kabrin
Kahırdan çatlamayan, hangi taşıdır sabrın
Geçmişi geleceği, bu günümü yakarım
Suskunluk halef oldu, çığlıkların yerine
İsyan düşmez lisana, kıyar kendi serine
Mukaddes duygularda, inerek en derine
Varlığıma hükmeden, sen yönümü yakarım
Pervaneyim hayatın, ışığına dönmüşüm
Çile yağmurlarının, sularıyla sönmüşüm
Kaderin sahnesinde, bir perdeye konmuşum
Pervasızca yarını, hem dünümü yakarım
Meltem Çiloğlu
München 25.01.2011