Vedat REFAYELİ
Dört gözle beklediğim bir şey o.
Diyanet İşleri eski başkanlarından Erzurumlu Mehmet Nuri Yılmaz hocamdan beklediğimiz o anı kitabı henüz ortada yok.
Daha önce anı kitabı çıkarma konusunda kararlılık gösteren ama o kitaba bir türlü başlayamayan Mehmet Nuri Yılmaz hocam ile Ankara’da biraraya geldik.
Kendisinden hasretle öyle bir kitap beklentisi içerisinde olduğumu yinelediğim hocaya, ‘’Ne zaman çıkacak?’’ diye sordum.
Bu konuda aceleci davranmadığını gözlemlediğim hocamın maalesef ‘tembellik’ettiğini anladım.
‘’Sadece Diyanet İşleri Başkanı iken yaşadıklarını anlatmanı istiyoruz. Bunu sadece ben değil, mutlaka bir Türkiye hem okur hem de mutlaka merak ediyordur. Ne yapıp yapıp bu kitabı hazırlamasın’’ dedim hocama.
Belki beşinci defadır da diyorum bunu.
Hocam da çok anı olduğunu biliyorum.
Bunlar mutlaka yazılmaya mahkum anılar.
***
Bir döneme ışık tutacak böyle bir kitabı düşündüğünü ama bu konuda kendisine yardımcı olacak birinin gerekli olduğunu söyleyince, ‘’Kadir Sabuncuoğlu ağabeyim var ya. Yazı dünyasından biri olduğu kadar sizin de yakın dostunuz. Yazsa yazsa o yazar. Çok da iyi olur.’’ diye düşüncemi dile getirdim.
O da doğru düşündüğümü hatta Kadir beyle bu konuda bir uzlaşı gerçekleştirdiklerini ama zamanını belirlemediğini söyledi.
Kadir ağabeyi aradım dün. ‘’Ben her daim hazırım. Öyle bir kitabı hazırlamak benim için de şeref olur’’ dedi ki artık Mehmet Nuri hocamın kaçacak yeri kalmadı.
İnşallah Ramazan ayı sonrasında Erzurum’a gelmeyi planlayan Mehmet Nuri hocam Kadir abiyle buluşur, o meseleyi halleder.
O kitabın ilk okuyucusu olmak da bana nasip olur inşallah.
Haydi hocam, haydi Kadir ağabey!
Bitsin bu hasret.
Gelsin o kitap artık.
Bu benim son kararımdır.
Editör