Vedat REFAYELİ
‘Erzurum’dan Haberler’ sitesinde gördüm, öğrendim Prof.Dr.Hüseyin Şenocak’ın 2 bin 737 akademisyen arasında ‘en kıdemli’ olduğunu.
Tam 37 yıldır Erzurum’da görev yapıyor ve Erzincanlı olmasına rağmen bu şehirle bütünleşmiş biri.
Hele, tanışmaktan mutluluk duyduğum isimlerden olan dost, ağabey Şenocak’ın onca çıkan fırsatlara rağmen bir gün bile bu şehri terketmeyi aklına bile getirmediğini söylemesi karşısında da bayağı bir mutlu oldum.
Şenocak hoca ile ilgili haberi okurken Atatürk Üniversitesi patentli başka ‘dev’ bir isim geldi aklıma.
Prof.Dr.Orhan Okay. 3 yıl önce kaybettiğimiz bu ‘edebiyat devi’ akademisyen Okay da 35 yıl bu şehirde hizmet vermiş, çok kıymetli bir isim.
1931 doğumlu ‘hocaların hocası Orhan Okay’ hoca, tam bir İstanbul beyefendisiydi.
***
TRT’nin eski efsane prodüktörlerinden Yazar İsmail Bingöl’ün Türkülerde Yaşayan Şehir Erzurum kitabında ‘’ömrünün en verimli ve dinamik yıllarını, şarkın bu en yüksekteki taşra şehrine veren hoca’’ dediği Okay, 31 Ağustos 1959 tarihinde geldiği Erzurum’da tam 35 yıl aralıksız hizmet etmiş, nadide bir akademisyendir.
Herkesin bir an önce çekip gitmeye can attığı bu şehre, ömrünün en değerli yıllarını vermiştir, nurlar içinde yatsın.
‘Az ama çok adam’lardandı.
Poetika Dersleri, Kağıt Medeniyeti, Batılılaşma Devri-Türk Edebiyatı gibi sayısız eseri de bulunan Okay 13 Ocak 2017’de vefat ettiğinde onun için ‘Türkoloji beyefendisini kaybetti’ yorumları yapıldı.
Hocası yine Türk Edebiyatının marka isimlerinden olan Prof.Dr.Mehmet Kaplan’ın dekan olduğu dönem onun bir çağrısına uyarak geldiği Erzurum’da iz bırakan Orhan Okay, hep nesli tükenmiş bir ideal adamı, hakiki ‘ideal hoca’ olarak anılacaktır.
Editör