YAZIKLAR OLSUN SİZE!

Ne garip canlılar, ne garip beyinler ve bundan dolayıdır ki, ne garip fikirler var şu dünyada…

Yahu!

İnsan olan acı üzerinden, keder üzerinden, afet, felaket ve musibet üzerinden prim yapmaya ya da ders vermeye kalkışır mı?

İzmir’de deprem olmuş, çıkmış bir grup insan görünümlü malhuk: “Bu depremden ders alsın İzmir!” diyor…

Hele yedikleri naneye bakar mısınız?

Hele şu caniliğe bakar mısınız?

“İzmir, bu depremden ders almalıymış!”

Dersi siz alın be!

Yetmez, insanlıktan da nasibinizi alın biraz!

Yani böyle bir ahlaksızlık!

Böyle bir izansızlık!

Ve böyle bir alçaklık olabilir mi?

Maalesef olabiliyor, evet…

İzmir depreminin ardından sosyal medyayı kullanan kimi şuursuzları görünce, doğrusu “daha beterini” bile bekliyoruz böylesi alçaklıkların…

İşe bakar mısınız!

Deprem üzerinden linçe kalkışanlar var…

Deprem üzerinden siyaset üretenler var…

İnsanların kederi üzerinden prim yapmaya kalkışanlar var…

Afet ve musibetler üzerinden adalet dağıtmaya çalışanlar var…

Siz kimsiniz be!

Siz nasıl aşağılık bir ruh taşıyorsunuz ki; sorguluyor, yargılıyor ve infazda bulunuyorsunuz!

Ne hakla?

Ne cüretle?

Hangi vicdanla?

Hangi akıl, hangi mantık ve hangi cesaretle yapıyorsunuz bunu?

Biliyor musunuz?

Asıl depremi kendi içinizde siz yaşıyorsunuz!

Merhametiniz ve insafınız öylesine yerle bir olmuş ki; vicdanınızı bile enkaz altında bırakmışsınız!

Siz var ya, siz!

Ve sizin gibiler…

İflah olmaz birer zavallısınız…

Bu yüzden size tavsiyemiz; enkaz altında kalmış ve çatlamış olan vicdanlarınızı bir an önce “arayıp” bulmanız ve dahi kendinizi mide bulandırmaktan “kurtarmanız” yönündedir…

Demek ki neymiş?

“Arama” ve “Kurtarma” faaliyetleri sadece afetlerin ardından yapılması gereken bir eylem değilmiş…

İnsan için de lazımmış!