Her şeyde olduğu gibi avlanmada da hep eskiye olan özlemimizin haklı tarafı var mıdır diye hep düşünürüm. Eğer eskiyi çok özlüyorsanız; bugünkü hayatınızdan çok zevk alıyor sayılmazsınız!
Dünya değişiyor, şartlar değişiyor, hayat değişiyor!
Muhafazakârlık, muhafaza etme anlamı taşıyor!
Ve biz muhafazakârlar, bu değişimleri sevmiyoruz!
Teknolojinin ve gelişmenin hayatımıza soktuğu konfor elbette inkâr edilemez!
Av, biraz da teknolojinin sayesinde yok oluyor!
Dağların dumanlı başlarına kadar yapılan yollar, bu yolları hafife alan dört çekerli cipler, insanoğlunun yaban hayatının en mahrem yerlerine ulaşmasını sağladı!
Yapılan HES’ler, su altında kalan güzelim nehirler, ovalar, dereler yaban hayatının şansını sıfıra kadar indirdi!
Eskiden güçlü ve sağlıklı olan tırmanma, dağda bin bir güçlükle yürüme, insana müthiş kondisyon ve sağlık kazandıran bir spordu!
Av, bu sporu yapmak için bir araç, bir bahaneydi.
Şimdi tırmanma dört çekerli araçlara devredildi!
Yaban hayvanlarının yuvalarında mahrem hayatları kalmadı, inlerinde bile artık rahat ve güvende değiller.
Silahların kontrollü kullanımı gelişen teknolojide avların azalmasında büyük pay sahibi oldular!
Yattığın yerden ya da arabadan dürbünle mesafeyi ölçüp, yüzlerce metreden hayvanı devirmeyi av saymak çok sağlıklı bir avcılık gibi gelmiyor!
Elinde silahın, zekân, eğitimin, kamuflaj bilgin ile elli metre yaklaşabilmek ve oradan eski tabirle çakaralmazla avlanmak daha bir avcı işi gibi geliyor bana!
Avların azlığında sadece teknolojiyi suçlu ilan etmek elbet haksızlık olur!
Tarımın eskiye oranla çok düşük yapılması avcılığı zora sokmuştur! Kekliğin, bıldırcının, tavşanın olması; su, tarla, barınacak taş veya gevenle mümkündür.
Keklik avında yürüdüğünüz kilometrelerce mesafede ekili tarlaya rastlamıyorsunuz. Karşınıza ekilmesi terk edilmiş eski tarla izleri çıkıyor!
Araçlarla uzunca kilometrelerden avcılar artık geliyorlar! Bir avcı ekibine rastlamak eskilerde sizi sevindirirken, şimdi bir bıldırcın avında onlarca avcı aracına rastlıyorsunuz!
Tarım ilaçları, güzelim hayvanların yok olmasına büyük oranda sebep oluyor!
Değişen iklimler, girdiğimiz yarı tropik iklim; av ve yaban hayatını yakından olumsuz etkiliyor!
İnsanların av hırsları, limitlere uymamak, çok hayvan vurma hırsı doğaya büyük zararlar veriyor!
Av bir keyiftir. Sağlıklı yaşamak için spor yapmak için bulunmaz bir fırsattır. Ve avcılık sağlıklı bir ruh hali için mükemmel bir hobidir.
Günlerce önceden ava hazırlanmak, bütün bedenini saran av heyecanı, av muhabbeti ve tabiatla baş başa kalmak ne güzel bir eylemdir.
Tabiatın sesini, sessizliğini dinlemek, isli çay demliğinde bir çay demleyip, yudumlamak, av etiyle bir pilav pişirmek ve dostlarla muhabbet ne kadar keyif verir insana. Gam ve kasavet artık uzaktır, stres uzaktır artık!
Hayvan sever kardeşlerimiz elbet bu yazı için kızacaklardır. Ancak biz senede birkaç av etiyle muhabbet ederken, kendileri de bir çeşit hayvan etleriyle beslenmişlerdir herhalde. Birbirimize hayvanları tüketirken saygı ekseninde göndermeler yapmak da ayrı bir güzellik olsa gerektir.
Görünüşte bu sene av’dan biraz mahrum ve uzakta olacağım! Hani Nasrettin Hoca demiş ya rahmetlik yitik öküzünü ararken; “Umudum şu dağın arkasındadır, bulamazsam siz seyredin bendeki figanı” J
Avcı kardeşlerime, dostlarıma kazasız belasız bir av dönemi geçirmelerini diliyorum! Bensiz ama napalım J
Rastgele!