Yeter ki Şaşı Olma

Türkiye'yi ateş çemberine çevirmek isteyenler başaramayacak!
Evet, bizi çok büyük acılarla derinden yaralayacaklar.
Şehit cenazeleriyle birlikte kalbimizi de paramparça edecekler...
Ancak başaramayacaklar.
Size bu yazıyı Malatya'dan yazıyorum.
Kardeşlerimin arasından...
Geçen haftada Siirt'teydim...
Kardeşlerimin arasında.
Her acı bizi biraz daha bir ediyor.
Bunun farkına ancak orada olanlar varabiliyor.
Uzaktan seyredenler değil!
Ahkam kesenler değil, kucaklaşanlar içten gelen kardeşlik ruhunu fark edebiliyorlar.
Malatya'da kitap fuarı vardı.
Evvelki hafta Erzurum'da olduğu gibi...
Malatya'da kardeşlerimizle kucaklaşmamızla Erzurum'da sıkı sıkı sarılmamız arasında hiç fark yoktu.
İkisinde de barış, kardeşlik ve samimiyet aynıydı.
Şimdi bu ülkeyi sevenlere düşen bir vazife var.
Siyasete takılmadan...
Irklarla uğraşmadan...
Kimseyi küçük görmeden kucaklaşabilmek.
Ülkenin siyasetçilerine de Mayıs ayında tarihi bir görev düşüyor.
Partilerinin kongrelerini ekonomiyi bozmadan...
Kardeşliğe halel getirmeden...
Mazlumları üzmeden halletmek.
Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarını bu açıdan okursak Türkiye'nin düzenini bozmamak için yapılanı görebiliriz.
Yok, siyasi okursak beşyüz tane kulp takabiliriz.
Bu ülkenin insanlarının hakkı daha fazla refah ve mutluluktur...
Bu insanları sevdiğini iddia edenlerden fedakarlık beklemeyi hakediyorlar.
Hele siyasetçilerinden taşın altına elini değil gövdesini koymayı beklemeye yerden göğe kadar hakları var.
Bu güzel ülkenin insanlarını incitmeyin.
Hangi ırktan, hangi bölgeden, hangi fikirden olduklarının ne önemi var.
Önemli olan ayrışmak değil kucaklaşmak olduktan sonra.
Malatya'dan bakınca Erzurum'dan görünenden başka birşey görünmüyor...
Yeter ki şaşı olmayın!