Gazetecilik mesleğinde 23. yıla ayak basmış biriyim. Bugüne kadar bir çok konuda habere imza atmış birisi olarak genelde spor ağırlıklı haberlerde imzam bulunuyor. Yaptığımız özel haberler hariç gerek televizyon kanallarında gerek radyoda, gerekse gazetelerde çalıştığım dönemlerde genelde spor haberi ağırlı çalıştığımız için sporla da adeta özdeşleştik. 23 yılda Erzurumspor’da o kadar çok sayıda teknik adamla karşılaştıkki bu hocaların sayısını hatırlayamıyorum. Bir çok teknik adam Erzurumspor’dan giderken bizlerde iz bırakmıştır.
Allah uzun ömerler versin Gıyasettin Yüksel, Hamza Cimilli ve Cemal Polat yönetimleri Erzurum’a hatırı sayılır teknik adamlar getirmişlerdir. Tarih buna şahit… Sonrasında yaşanan curcunaların ardından son yıllarda Saim Özakalın başkanlığındaki yönetimlere baktığımızda bugüne kadar sadece iki teknik adamla çalıştılar biri Taşkın Güngör, diğeri Yavuz İncedal, Özakalın başkan olduğu ilk yıl takımın başına Taşkın Güngör’ü getirdi. Kılpayı kaçan play-off’un ardından yollar ayrıldı Güngör’le… Sonrasında Yavuz İncedal oturdu teknik direktörlük koltuğunu, kariyerinde 6 kez şampiyonluk sevinci yaşayan İncedal, 7. Şampiyonluğuna Erzurum ekibinde çok yaklaşmıştı ki, malum Kahramanmaraş’taki Hacettepe kabusu sonrası Yavuz İncedal, 7. Şampiyonluğunu kaybetmenin yanı sıra BB Erzurumspor’daki koltuğunu da kaybetti. Özakalın başkanlığındaki yönetim bir kez daha Taşkın Güngör’ün kapısını çaldı. O da, Nazilli’deki görevinden ayrılıp, yarım kalan işini tamamlamak için E rzurum’da geldi. Kendi ifadesi ile büyük fedakarlık yaparak ikinci kez geldiği Erzurum’da ligin devre arasını bile göremeden gitti.
Futbol bu; bazen işler sizin istediğiniz gibi gitmiyor. Teknik Direktör Taşkın Güngör’ünde tüm çabası ve gayreti takımını lider yapacak durum için yetmedi. Gol yollarında yaşanan sıkıntı Taşkın hocanın sonu oldu, BB Erzurumspor’da… Ankara Demirspor’dan alınan mağlubiyetten sonra bir kelle koparılacaktı. O da Taşkın Güngör oldu. Dedik ya; futbol bu, işler kötü giderken birileri gider. Bu durumda ilk giden isim Taşkın Güngör oldu. Tabi kendisi gitmedi. Yönetim gönderdi. Bu son derece doğal bir şey… Yönetimin kararına herkesin saygı duyması gerekir. Çünkü parayı veren onlar. Zamanını kulübe harcayan ve mesai yapan onlar yapacak bir şey yok. Şimdi tek beklentimiz bu takımı layık olduğu yere getirecek olan yeni bir teknik adam. O da büyük bir olasılıkla bugün belli olur. Nasıl ki, Erzurum yeni bir teknik adamı iş başına getiriyorsa, Taşkın Güngör de, kısa bir süre içinde başka bir kulübe imza atabilir. Bu tür kan değişiklikleri zaman zaman kulüplerde oluyor.
Beni burada anlatmak istediğim Taşkın Güngör, babamın oğlu değil. Ama o teknik adamlığı boyunca Erzurum’da iz bırakmıştır.
Erzurum’da bizde en büyük iz bırakan isim Sadi Tekelioğlu olmuştur. Tekeliolğu bırakın takımı şampiyon yapıp Süper Lige çıkartmayı bir kulüp başkanı ve bir yönetici gibi davranmıştır, yeri geldiğinde Erzurum’da… Erzurum ve Erzurumspor’un menfaatleri için deplasmanlarda bir lokantada ve çay ocağında pazarlık bile yaptığına şahitlik etmişimdir. O’nun ne kadar Erzurumspor sevgisini bildiğim için kendisi hep iz bırakmıştır bende... Sadi hoca takımın başında olduğu müddetçe içeride, deplasmanda korku yoktu bende... Takım yenik bile olsa içimden bir ses Sadi Hoca’nın ne yapıp, edip maçtan puan çıkartacağı hissini verirdi. Hikmet Karaman iz bırakmıştır Erzurum’da… Aykırı bir teknik direktördü. İşine aşıktı, kaybetmeyi hazmedemiyordu. Antrenmanda bile gülmek yasaktı, Hikmet hocanın fıtratında… Kısıtlı kadroya rağmen büyük işler başarmıştı, Erzurumspor’da kısacası, biz Karaman’la profesyonelliği de öğrenmiştik…Abdusselam Gökçan iz bırakmıştır bende. Gerek futbolculuğu gerek teknik adamlığı döneminde. Şimdiki adıyla A2 Ligi, önceki adıyla PAF Ligi’nde Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a, Trabzonspor’a kafa tutan bir takım yapmıştı. 2. Ligde maçlara deyim yerinde ise makarna yiyerek çıkan takımını 2. Ligde tutmayı başarmıştır. Abduş hoca bende iz bırakmıştır. Hasan Çelik iz bırakmıştır Erzurum’da… Yavuz İncedal, tipi her ne kadar Avrupalılara benzese de Osmanlı beyefendi görüntüsü ve kişiliği ile bende iz bırakmıştır.
Evet!..Erzurum’da daha nice iz bırakan hocalara şahit olmuşumdur. Ama hepsini yazmaya kalksam bu stunlarda yer kalmaz. Bende son iz bırakan teknik direktör Taşkın Güngör olmuştur. Taraftar onu istifaya davet ettiği günlerde bile profesyonelliğinden ödün vermemiştir. Karadeniz insanının karakteristik özelliklerini hep yansıtan isim olmuştur. Taşkın Güngör Erzurum’da kaldığı sürede… Taşkın hocanın futbol mantelitesinde Jose Mourinho’nun takımının sergilediği mücadele ruhu ve Pep Guardiola’nın oynattığı futbol mantığı vardı. Bizimde zaman zaman işimiz ve mesleğimiz gereği Taşkın hocayı eleştirdiğimiz yanları olmuştur. Ama şunu belirteyim, benim izlediğim maçlarda, (Güngören müsabakası hariç) Taşkın Hoca’nın yönetimindeki takım hiç de kötü mücadele etmedi. Farklı kazanabileceği maçları kaybetti. Bunu sadece bu sezon için konuşmuyorum, onun ilk dönemindeki maçlar için de aynı şeyleri söylüyorum. Bir kere ‘Yiğidi öldür. Ama hakkını teslim et’ sözünden yola çıkarak ben Taşkın hocanın yönetimindeki takımın bir gün bile futbol değimi ile dam-dum oynadığını görmedim. Taşkın hoca mesleğine aşık biri… İki yıla yakın zaman içinde Erzurum cadde ve sokaklarında iki gün bile gezmemiştir. Kendini kulüp ile antrenman sahasına adamış birisiydi. Antrenmana futbolcusundan önce çıkan teknik adamdı. Aldığı primi bile personelle paylaşacak ve maç kadrosuna giremeyen futbolcularla paylaşacak mertlikte bir insandı, Taşkın Güngör…Taşkın hoca Erzurum’da kulüp yöneticisi gibi çalıştığı için belki de bu yüzden kaybetti. Kulübün menfaatlerini düşünmese sezon başında listesindeki golcülerden birini bastırıp takımı aldırsaydı, belki de bugün koltuğunda oturuyor olacaktı. Maalesef olmadı… Ne diyelim BB Erzurumspor için yeni bir sayfa açılmak üzere hadi hayırlısı, diyoruz. Taşkın Güngör’e de bundan sonrası için başarılar diliyorum.
