Hani bazen nereden başlayacağınızı bilemez, kelimeler boğazınızda düğümlenir ya,
Size aniden bir haber ulaşır, kalbiniz çarpar, göz yaşlarınız akar ya,
Bazen kelimeler kifayetsiz kalır, yüreğiniz titrer, daktilonun tuşları kilitlenir ya,
Zinnur Hocamın ardından yazmak da öyle bir şey..
O bir muallim, arkadaşım zaman zaman dert ortağımdı. Onunla sohbet etmek içimi açardı. Yalın, sade, ötesi olmayan, riyadan uzak konuşmalardı.
Zinnur hoca bir öğretmen, bir idareci, sosyal hayatın dinamikleri içinde etrafına olumlu etkiler sunandı.
O iyi bir Erzurumlu, Dadaş, yüreğinde vatan ve millet sevgisi olandı.
Şairdi. Bilirsiniz şairler biraz duygusaldır. Zinnur Beyde duygusaldı. Bazen kırılır, incinir, üzüntülerini içine atardı.
Zinnur hoca bir Erzurum sevdalısıydı. Erzurum'u o kadar seviyordu ki bu sevgi bütün hayatına yansımış, kaleminden şiir olup etrafa dağılmıştı.
Erzurum ağzıyla yazdığı şiirler onun ayrıcalıklı tarafıydı. O ,şiirlerinde yalın, katıksız Erzurum şivesini mısralarına dökerdi.
Zinnur Bey aynı zamanda izci lideriydi. Onu izci kamplarında, izci obalarında görür anlattığını can kulağıyla dinlerdik.
Gezmeyi, seyahat etmeyi sever, çevresini de bu yönde teşvik ederdi. O benim seyahat arkadaşımdı.
Nahçıvana giderken Erdal Güzel, Zinnur Tiryaki coğrafyamızın güzelliğini görüp ,Culfa'daki Issı Suda yıkanmış, Bata Bat'taki yüzer adaları görmüş Ordubat'ta yemek yemiş, yedi uyurlar mağarasını ziyaret etmiş, Tuz dağındaki o güzelim hastaneyi görüp ruhumuzu dinlendirmiştik.
Azerbaycan'da Bahtiyar Vahapzadeyi görmek için yola çıktığımızda önce Gürbulak'tan İran'a gitmiş,Tebriz'de geceleyip Astara'ya gidip Azerbaycan'a gitmek istemiştik. Ancak bazı nedenlerden dolayı gidememiş, Necati Ürüşan, Zinnur Tiryaki, Erdal Güzel ve Mesut Yavuz kardeşimle birlikte Hazar denizinde yıkanmış günün yorgunluğunu atmıştık.
ERVAK'ın düzenlediği Gürcistan gezisinde rehberliğimizi ve organizatörlüğümüzü yapmış üç gün Batum, Tiflis ve Ahıskayı dolaşarak ülkemize gelmiştik.
Zinnur bey bütün bu yolculuklarımızda bizlere arkadaş,kardeş,yoldaş ve rehber olmuştu.
O bana her zaman Müellim Abdurrahman derdi. Şimdi ben onun ardından bu satırları yazarken artık müellim diyecek bir arkadaşımın kalmadığını hissediyorum.
Zinnur Hoca yaşadığı sürece insanlara karşı pozitif davranmış, kimseyi incitmemiş, herkesin yardımına koşmuş Erzurumluluğu iç dünyasına özümsemiş birisiydi.
Bu duygularla kendisine Allahtan rahmet diliyor sevenlerine ve geride kalanlara sabrı cemil niyaz ediyorum.