Bu konuda çok çeşitli tevatür var . Birini ve bize en ilginç geleni sizinle paylaşmak istiyorum . Anlatılır ki ;bundan yüzyıllar önce Erzurum şehir merkezinde bir yılan hadisesi olur . Yanlış okumadınız yılan hadisesi . Şehrin her yerini yılanlar kaplar . Bir türlü önü alınamaz , yüzlerce kişi ölür. Tıp , idare , sağlık örgütü çare bulamaz . Olay bir anda afete dönüşür. Şehirde yaşanmaz olur ... Sonunda şehrin kanaat önderleri biraraya gelerek olayı değerlendirirler . Bunun bir manevi afet veya imtihan olduğuna karar verilir . Zira ; Erzurum - yılan. Normalde bu şehirde yaşamaması gerekir. Böyle bir vaka olmuş ise , bu ancak mistik verimlerle açıklanabilir kanaati ağırlık kazanır . Şehirde ve çevrede yaşayan manevi ,ruhani mistik liderler ve kanaat önderleri bir araya gelirler . Manevi bir çözüm , çare araştırırlar . Çünkü ; mesele maddi olsa , maddi tedbir alınır, madem ki manevidir , o halde manevi bir çözüm gerekir denilir . Bu ruhani kişiler bir yerde toplanırlar . Ortaya bir kazan su konulur . Herkes ferdi veya müştereken dua ederler . Nefesi güçlü kim varsa oradadır . Derviş , hoca , hacı ,nazlı , nazdar , aşık kim varsa orada bulunur .Derken okunup üflenen kazandaki su tüm çeşme ayaklarına ve şehir şebekesine dökülür. Bir müddet sonra suyu içen kişilere artık yılan tesir etmez. Suyu içen yılanlar da telef olmaya başlarlar .
Çok geçmez , bu manevi liderler tekrar buluşurlar. Tespitleri doğru çıkmış , tedbirleri şehri kurtarmıştır. Peki ; ya bundan sonra böyle bir afet tekrar yaşanırsa diye de yeni bir çare ön görülür . Her yıl 1001 hatim oktulacak .Kazanlarla su şehir şebekesine dökülecektir (Bazı tarikatların günümüzde bu geleneği devam ettirmeleri bu sebebtendir).
Çok geçmez , bu manevi liderler tekrar buluşurlar. Tespitleri doğru çıkmış , tedbirleri şehri kurtarmıştır. Peki ; ya bundan sonra böyle bir afet tekrar yaşanırsa diye de yeni bir çare ön görülür . Her yıl 1001 hatim oktulacak .Kazanlarla su şehir şebekesine dökülecektir (Bazı tarikatların günümüzde bu geleneği devam ettirmeleri bu sebebtendir).
Gelelim ezan sonrası sala verilmesine . Bu uygulamanın da yukarıdaki vaka ile direk alakası var . Çünkü bahsedilen manevi önderler (yılan olayının çözülmesinden sonra ) kefaret ve şükür anlamında her ezandan sonra 3 defa selatü selam okunmasını da tavsiye etmişlerdir.Bu gelenek de binbir hatimle aynı zamanda başlatılmış ve halen sürmektedir.
Yukarıda bir şehir efsanesi anlattık .Kimine göre hikaye , kimine göre masal .Ancak şöyle bir düşünün sizce bunlar neden ve nasıl çıkmış . Hiç mi gerçek payı yok .Diyelim gerçek değil , sizin bu olguya karşı daha gerçekçi ve uygun bir veriniz var mı ? SELAM VE DUA İLE...
ahmet aggön 12 Yıl Önce
sahip olduğumuz değerlere sahip çıkmamız gerekir.haklısınız
Fatih KUTLU 12 Yıl Önce
bu güzel değerlerle donanmiş bir erzurumlu olmak dileğiyle;kaleminize sağlik sayin hocam...
mehmet hocam 10 Yıl Önce
Saygi hurmet dua ile hocam