Allah rahmet eylesin! Erzurum’un eski valilerden Emrullah Zeybek bir keresinde şehirdeki hava kirliliğini şöyle yorumlamıştı bize;
“Çok şikâyet ediyorsunuz bu hava kirliliğinden. Ben abdest alırken burnumu sümkürdüğümde gelen kire göre havanın kirli olup olmadığını görüyorum. Bunda haklı çıktınız. Akşam öyle oldu…”
Güldük gülüştük, sonra Sayın Vali toplantıda kendi ifadesiyle, oğlunu yerine vekâleten bıraktı kalktı gitti. Gazeteciler olarak bizdeki gülücükler yerini yüz yüze şaşkın bakışlara bırakmıştı.
Neyse, yine de rahmetle ve Fatiha ile yâd ediyorum.
Yine o dönemler Çevre İl Müdürü Haluk Nakipoğlu’nu da Fatiha ile anmadan geçemeyeceğim; Hava kirliliği ile mücadele için elinden geleni yapıyordu rahmetli. Şehrin giriş çıkışlarında belirlediği noktalarda gece gündüz kalorisi düşük, kirliliğe yol açan kömür kontrolü yapmaya çalışıyordu. Tabii bu da bir yere kadardı. Çünkü hep yalnız kaldı.
Maalesef şehrin kaderi bu. O günlerden bu günlere kadar hava kirliliği ile ilgili maalesef ciddi bir çalışma yapılmadı.
Gazeteciler olarak doğalgazın Erzurum’a getirilmesi için yıllarca yırtınıp durduk, yazdık çizdik amacımıza ulaştık ama sonuç yine ortada.
Tabii ki sadece direkt ısıtma araçları değil, şehirdeki imar çalışmaları, binaların yalıtımları, ısıtma sistemleri, trafikteki araçlar, toplu ulaşım, kontroller, vs. bunlar hepsi birbiri ile entegre olarak ele alınmalı.
-KİRLİ HAVADAN ACCIK KURTULACAKTIM-
3 Ocak sabahı Mehmet Sekmen’in Büyükşehir Belediyesi’nin dağdaki tesislerinde düzenlediği basın toplantısına katılmak üzere Palandöken’e yola koyuldum. Soğuk hava ile birlikte kirlilikten nefes almakta güçlük çektiğimiz şehir ortamından biraz olsun uzaklaşacaktım.
Tahmin ettiğim gibiydi… Şehirden görünmüyordu ama dağda pırıl pırıl bir güneş beni araçtan indirtti, derin bir nefesin ardından şehrin üzerindeki kara bulut tabakasına inat bir de özçekim yaptım cep telefonumla.
Toplantı, dağa ve tesislere ciddi emeği olan, ancak bugün esamesi bile görünmeyen eski valilerden rahmetli Necmettin Karaduman’ı her defasında aklıma düşüren eski Gençlik Spor’un bugünkü Büyükşehir Belediyesi’nin tesislerinde idi.
Zemin kattaki şömine salonu uzun yıllar tanık olduğum gibi bomboş, otel kısmı öğrenci ağırlıklı cıvıl cıvıl, üst katta protokol ağırlanıyordu, toplantı yeriydi.
Salona geçtiğimde 50’ye yakın gasteci (!..) Sekmen’e yakın görünmeye çalışanlar, sevgili Cihat İncesu’nun o sırada kabaca tanımlaması ile (ağabeyi abunlardan birçoğu….) neyyse…
İstisnalar, mesleğin hakkını verenler hariç, beni de bağışlasınlar… Yazıyı kaleme aldığım şu saat (23.00) olmuş Cihat’ın tanımlaması ile o biçoğunun sözde internet sitelerinde Sekmen’den, toplantıdan tek satır haber yok, çünkü İHA henüz servis etmemiş, belli ki Belediye’den de haberi alamamışlar.
Toplantılarda not dahi almayan çok zeki bu her dönemin adamlarının tek dertleri, toplantıdan sonra Başkan ile şöyle yanyana iki kare özçekim ve paylaşım…
Bunlar bir yerlerin başkanı ya da müdürü de olabiliyorlar. Mahiyetlerinde kurdukları internet siteleri nasıl olsa belediyelere fatura kesme yetisine sahip…
Doğrusu, bütün bunlara sebep accık da şeref utansın!
Sayın Sekmen, 2016 yılında yapılan çalışmaları tek tek sıraladı rakamlarla. Son 3 yıl içerisinde yapılan kamulaştırma çalışmalarını, harcamaları ve hedefler hakkında bilgi verdi. Doğrusu hakkaten, bu sebeplerden dolayı adam akıllı anlatılamayan güzel çalışmalar var…
Eksikler yok değil mi, var tabii ki…
Bu sırada rahat duramadım… Yarım saat önce şehrin kirliliğini anlatan özçekimimi paylaştım sosyal medya hesabımdan… Altına da şunu yazdım; “Sekmen, temiz havada sağlıklı kahvaltı için gazetecileri Palandöken'e davet etti..”
Yanılıyor da olabilirim, paylaşımı gören Sayın Sekmen’in mahir görevlileri hemencecik konuyu kendilerine iletmiş olacaklar ki, Sayın Başkan, bir anda şehrin hava kirliliğine değindi ve “Seneye arkadaşlar Allah izin verirse, büyük sitelerin doğalgazla ısınmasına mecburiyet getireceğiz. Destek olacağız ve takipçisi olacağız…” dedi.
Ben de bu söz üzerine, paylaşım yaptığım konu eklentisine “iyi de Erzurum’da bir söz vardır; ben kız idim o söz idi... Ne oldu? Hem sadece büyük siteler mi havayı kirletiyor? “ u yapıştırdım…
Ve bu paylaşım yüzde 99 olumlu tepki aldı. Doğal olarak eleştirenler, edepli bir şekilde çok sayıda soranlar da oldu. Bir tane lavuk hariç.
Bana mı demiş ortaya mı konuşmuş net değil ama ifadesi aynen şu; (lan sen zaten fetocu değilmisin)
Bu geri zekâlıya güler misiin ağlar mısın?
Kayıtlarımda mevcut. Adı K.M. olan bu zavallının sosyal medya hesabındaki paylaşımlarına baktım.. Erzurumlu olduğunu iddia eden serseri, İstanbul’da işadamı olarak kendini tanımlıyor.. 15 Temmuz’a kadar lay lom, iftar sofraları, çeşitli mangal kebap parti paylaşımları, 15 Temmuz sonrası biraz nöbet, AK Parti mahalle sorumluluğu görevleri, sonrası bolca face oyun paylaşımları…
Sekmen’i savunmak senin gibiler ve selfi çektirip paylaşanlara kaldıysaaa…
Velhasıl-ı kelam, bu şehrin kirli havası Palandöken’den daha bir net göründü…