Erzurum şehir merkezinde yürütülen yol yapım çalışmaları pek bir dikkat çekmese de, aslında çok önemli bir amaca hizmet ediyor.
Misal, Cumhuriyet Caddesi, Hastaneler ve Paşalar Caddesi, şehrin trafik yükünün önemli bir bölümünü çeken caddeler ve yapımı yıllar öncesine ait.
Bunların dışında öyle dişe dokunur pek de bir yol falan yapılmadı; Saray Bosna Caddesi ve Ali Ravi bağlantısını saymazsak…
Sık sık diyoruz ya:
- Erzurum’da trafik sorunu var, diye!
Aslında Erzurum’da trafiğin çekilmez bir çileye dönüşmesine neden olan yol sorunumuz var bizim.
Çünkü ulaşım ağları artık yetmiyor, talebi karşılamıyor.
Şehir merkezini ifade eden Cumhuriyet Caddesi dahi, çoğu zaman nefes alamaz hale bile gelebiliyor.
Normal şartlarda o caddenin şimdi olduğunun iki katı genişlikte olması gerekirdi ki, buna da o güzergâhtaki yapılanma izin vermiyor.
Böyle bir durumda geriye bir tek yol kalıyor, o da yeni ulaşım ağları yahut mevcut olanların güncellenmesi…
Bilenler bilir!
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi kavşağından Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlanan bir yol vardı; oraya fevkalade güzel bir altgeçit yapılmış.
Araçla normal şartlarda 15 dakikaya ulaşabileceğiniz Yıldızkent’e, bu altgeçit sayesinde sadece birkaç dakika içerisinde varabiliyorsunuz.
Bu, şu demek:
Alternatif yollar üretirseniz, mevcut ulaşım ağlarının yükünü ortadan kaldırmış ve aynı zamanda trafiğe kaygan bir akış imkanı da kazandırmış olursunuz.
Bunun için Erzurum şehir merkezinde devam eden kentsel dönüşüm ve yeniden yapılanma sürecinde bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır.
İmar planında yeni ulaşım ağlarına öncelik verilmeli ve bu ulaşım ağlarının mevcut ana arterlerin yükünü hafifletecek konum ve pozisyonda bulunmalarına dikkat edilmelidir.
Bunu başarabilirsek şayet; Erzurum’da onlarca yıl sonra bile ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek yeni yollar ihdas etmiş ve gelece dönük isabetli yatırımlar yapmış oluruz.
Aksi halde şehrimizin damarlarının giderek tıkanışını seyreder, sık sık geçireceğimiz kalp krizleriyle gün gelir gümler gideriz!
Kısacası:
Hastalık da belli, tedavisi de…
Ya en uygun reçeteyi uygular ve en kısa sürede iyileşiriz.
Ya da ilelebet yatağa bağlı olarak yaşar gideriz.
Tabi buna “yaşamak” denilirse!