Takip edenler bilir!
Çarşamba günü kaleme aldığımız yazımızda; Emine Erdoğan ve Dilek İmamoğlu’nun karşılaştırılması suretiyle yapılan “Cumhuriyet Kadını” tartışmalarına değinmiştik.
Ve özetle şöyle demiştik:
- İnsanların kılık kıyafetleriyle uğraşmak acizliktir, hele kılık-kıyafet üzerinden Cumhuriyet mesajı vermeye çalışmak; sakat bir zihniyetin ürünüdür…
Sonra ne oldu?
Sakat zihniyet bu kez bir metroda ortaya çıktı.
Sırf sarıklı ve cüppeli diye bir delikanlı, 10. Yıl Marşı eşliğinde alenen ve resmen taciz edildi!
Yani “kıt akıllılar” güya Cumhuriyet mesajı vermeye çalıştı…
Bir türlü bitmiyorlar anlayacağınız.
İftiraya, kara çalmaya ve insanları yaftalamaya son sürat devam ediyorlar.
Bu hadiseyle ilgili Anadolu Basın Birliği olarak da tepki koyduk:
- Metrodaki o zavallılara ‘akıl hastası’ demeyi çok isterdik ama akıl hastalarındaki akıl bile bu izansızlarda yoktur, dedik!
Şu işe bakar mısınız?
Sünnete uygun yaşamaktan başka gayesi olmayan bir genç, ne için yaşadıkları ve hangi amaca hizmet ettikleri bile belli olmayan bir grup ucube tarafından ötelenmeye, örselenmeye ve hırpalanmaya çalışılıyor.
Zorlarının adı ne peki?
Sözde Cumhuriyet…
Sizin var ya…
Başınıza Cumhuriyet kadar taş düşsün inşallah!
Çünkü sizin bu yaptığınız ne Cumhuriyet’e, ne de Cumhuriyet’in temel değerlerine sığar!
Eğer sizin Cumhuriyet’ten anladığınız “ayrıştırma” ve “ötekileştirme” ise, -kusura bakmayın- biz sizin kendinize göre yorumladığınız o Cumhuriyet’inizi istemiyoruz.
10. Yıl Marşı’na gelince:
O güzelim marş bile yediğiniz bu halt karşısında en az on kere isyan etmiştir be!
Yuh olsun!
Yazıklar olsun size!
Ve sen sarıklı-cüppeli kardeşim!
Sen bakma ruhunu şeytana satmış olan bu zavallılara!
Aldırma!
Hatta aldırış bile etme!
Hani deriz ya:
- Herkes, kendine yakışanı yapar, diye!
Sen sana yakışanı yaptın zaten.
Gerisi hikâye…