Arapça bir atasözü; “eden bulur” anlamında dilimize çevrilmiştir. Tercümesi ise, “kim kapı çalarsa, kapısı çalınır”…
Hikâye bu ya;
Harun Reşit, bahçesindeki çok sevdiği bir gül fidanı için bahçıvanına sıkı tembihlerde bulunmuş: “Bu fidana çok iyi bak, bu fidan tomurcuklanıp açtığında da bana haber ver"
Halifenin bu emri üzerine bahçıvan, gece gündüz fidanı kontrol eder olmuş, gül tomurcuklanıp açana kadar.
Gün gelir fidandaki tomurcuk açar, bahçıvan da bu müjdeli haberi halifeye ulaştırmak ister. Ancak tam da bu sırada bir kuş gelir, gülün dalına konar ve başlar tomurcuğu gagalamaya. Bahçıvan ise müdahale etmek ister ancak nafile. Kuş tomurcuğu gaga darbeleriyle mahvetmiştir.
Bahçıvan önce bu olayı halifeye anlatmaktan korkar, ancak daha sonra giderek durumu halifeye aynen iletir. Halife bu durumu son derece normal karşılar ve "men dakka dukka" der.
Bahçıvan halifenin huzurundan ayrılır, bir süre sonra o gülü parçalayan kuşu bir yılanın yediğini görür ve hemen halifeye koşarak bu durumu nakleder. Halife yine aynı şeyi söyler, "men dakka dukka".
Zaman sonra sonra kuşu yiyen bu yılan bahçıvana musallat olur. Ve bir gün bahçıvanı ısıracağı sırada bahçıvan bu yılanı öldürür. Bahçıvan yine halifeye gider, durumu anlatır, aldığı cevap yine aynıdır, "men dakka dukka"
Bahçıvan bakmış ki eden karşılığını buluyor; Yılana yaptıklarından sonra kendisinin de başına bir bela geleceğini düşünmeye başlar. Ve bir gün kötü bir iş yapar korktuğu da başına gelir. Halife, bahçıvanın cezalandırılmasını buyurmuştur. Ancak bahçıvan cezalandırılmadan önce son isteği olarak halifeyle görüşmek istediğini söyler ve huzura alınır. Halife bahçıvana "cezayı hak etmediğini mi düşünüyorsun, sana haksızlık mı yapıyorum?” diye sorar… “Hayır” der bahçıvan, “Ancak bu dünyada her insan yaptığının karşılığını buluyor, yaptığınızı bulma sırası size de gelir". "men dakka dukka"…
***
Paris’teki patlamalardan sonra dünyadaki tepkileri hep birlikte izledik… Avrupa ülkelerindeki saygı duruşları, G20’deki saygı duruşları ve tepkiler…
Victor Hugo’nun dediği gibi; “Paris’te bir adam öldürülürse bu bir cinayettir, doğuda yüzbinlerce insan boğazlanırsa bu sadece bir meseledir…”
Fransa’daki olaylardan sonra bizde sosyal medyadaki paylaşımlar hepimizin dikkatini çekmiştir. Fransa’nın Afrika’da, Tunus’ta, Cezayir’de yaptığı katliamlar siyah-beyaz görsellerle, nefretle sayfalara düştü.
Kısa bir hatırlatma ile; Fransa'nın önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon, Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkeler.
Bu ülkelerin tarihlerine bakıldığında, Fransa'ya vergi ödemeyen liderlerin ya bir darbeye ya da suikasta kurban gittikleri görülüyor. Son 50 yılda 26 Afrika ülkesinde toplam 67 askeri darbe meydana geldi. Bu darbelerin meydana geldiği ülkelerin 16'sı eski Fransız sömürgesi olduğu belirtiliyor. Darbe olan Afrika ülkelerinin yüzde 61'i eski Fransız sömürgesi.
Bu ülkelerde meydana gelen askeri darbelerinse Fransa'nın sömürge zamanında atadığı lejyoner askerler tarafından gerçekleştirildikleri kaydediliyor.
Fransa'nın eski sömürgelerinden bu vergiyi 2014 yılına kadar aldığı biliniyor. Bu yıl ise uygulamanın devam edip etmeyeceğine yönelik herhangi bir bilgi bulunmuyor.
***
Evet!
Yaklaşık 30 yıldır terör örgütü PKK’ya, DHKP-C’ye, ASALA’ya destek veren Fransa, başın sağ olsun…!
Rakka’da birkaç savaş uçağı ile attığın bombalar sadece kendi halkına biraz şirin görünme sortisidir…
Sahi ya; G20 sonrasında Vladimir Putin, IŞİD’e 40 ülkeden destek sağlandığını, bu ülkeler arasında G20 üyelerinin de olduğunu söylemesiyle ne demek istedi?
***
Bu IŞİD nasıl bu kadar büyüdü? Kimin başına salacaklar? Ve gün gelir kontrolden çıkılırsa, hangi ülkeler nasıl önlem alacaklar?
Başımızın belası terör örgütü PKK güç kaybetti, taban desteği de ciddi şekilde eriyor…
Şimdi dikkat etmemiz gereken ayrı bir bela BESLENİYOR; PYD…
Gün olaa harman ola…
Nasıldı o söz?
men dakka dukka!