Hassasiyet başka bir şey…
Duyarlı olmak, sorumluluk duymak ve mes’uliyetni bihakkın yerine getirmek…
Hele bir yöneticideyse bu hasletler, emin olun tadından yenmez oluyor…
Takip edenler bilir…
Gündemimiz birkaç gündür Kazım Karabekir Stadı ile ilgiliydi… Stadın içler acısı halini kaleme almış, bu tesisin hangi kurumun sorumluluğunda olduğunu sual etmiştik…
Eksik olmasın…
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil anında yanıt verdi bu suale:
“Kazım Karabekir Stadyumu bundan böyle bizim uhdemizde olacak” dedi…
Süreç işliyormuş…
Hazırlıklar yapılıyormuş…
Birkaç güne kalmadan da, tesisin devriyle ilgili işlemler yapılacakmış…
Eksiklikler mi?
Onların da giderileceğini beyan etti Müdür Bey…
Erzurum’a ve Erzurumluya yakışır bir tesis için tüm imkanların seferber edileceğini kaydetti…
Görüyor musunuz?
Erzurum’un işte böyle hassasiyet sahibi yöneticilere ihtiyacı var… Memleketi için dertlenen, ezilen, üzülen ve bir şeyler yapmaya çalışan bürokratlara yani…
Ne demeli şimdi?
Bir hakkı teslim edip, Fuat Bey’e önce bir teşekkür etmeli ardından da naçizane bir çağrıda bulunmalı diğer bazı bürokratlara…
Ey bürokrasi!
O koltuklara Allah’ın bir lütfu olduğunuz için oturmuyorsunuz; tam tersine o koltuklar bir lütuftur sizler için…
Madem öyle hakkını vereceksiniz!..
Sorumluluğunuzun bilinciyle hareket edecek, başlıca vazifenizin de halka hizmet etmek olduğunu unutmayacaksınız!..
Zorlaştırmayacak, kolaylaştıracaksınız…
Bıktırmayacak, bezdirmeyeceksiniz…
Devletin müşfik yüzü olacaksınız ve bu yöndeki gayreti elinizden bırakmayacaksınız…
Erzurumlu devletine âşıktır…
İtaatkârdır…
Sadıktır…
Dolayısıyla makama saygıda ve edepte asla bir kusur da etmez…
Şimdi…
Ortada böle bir toplum profili varken, siz bunu görmezseniz, hiç kusura bakmayın vebalin en ağırını yüklenirsiniz…
Bu vebal ki…
Vallahi iflah olmazsınız…
Billahi iflah olmazsınız…
Sizi ne oturduğunuz o koltuklar kurtarır, ne de zannettiğiniz gibi kendi adamlığınız…
Bilesiniz istedik…