Erzurum’da trafik keşmekeşi her geçen gün biraz daha artıyor.
Kısa vadeli tedbir alınmadığı gibi uzun sürede de bu sorununun içinden çıkılmaz bir hal alacağı kaçınılmaz…
Nüfus artışıyla birlikte trafiğe çıkan araç sayısı da hızlı bir şekilde artarken, kentleşme, imar çalışmaları, cadde ve sokaklardaki trafik düzeni yerinde sayıyor.
Her kim kimlere akıl verdi ise, ara sokaklarda yol daraltmakla bu iş çözülmüyor.
Cumhuriyet Caddesi Yakutiye belediyesi önünde duraksamanın dalgası Havuzbaşı’na vurdu.
Caddenin teğetindeki Aliravi Caddesi, Prof. Dr. Recep Akdağ Bulvarı, Gürcükapı ve Migros kavşakları da aynı yoğunlukta.
Gürcükapı İşbankası önü, aşağı güzergahı ve kavşakları, Saraybosna ve Çaykara caddesi hiç farklı değil.
Gez Mahallesi ana kavşağı ve 50. Yıl’a kadar uzanan güzergâhında trafik adeta rezalet. Ne ışık sistemi yeterli ne park kontrolü var. Zamanında selametlik Küçükler’e bizzat altını çizerek talep etmiştim; Arkadaş buraya kazmayı vurdunuz, bari Gez Mahallesi’nde alttan girin İstanbulkapı’dan çıkın… Bu güzergâh adeta devlet il yolu… Ve şehir Şükrüpaşa’ya büyüdükçe büyüyor. Şimdi çık çıkabilirsen işin içinden.
Geçenlerde Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili daire başkanlarını müdürlerini bizzat arayıp sıkıntıları dile getirdim.
Sizlerin de dikkatini çekmiştir, özellikle ana yollarda, kavşak ve köşe başlarında “merdiven altı” tabiri uygun mu bilmem ama, üzerine “sahibinden satılık araç” ilanlı park edilmiş araçlar var.
Bununla birlikte koca servis araçları bile hem de gelişigüzel park edilip terk ediliyor şehrin en işlek cadde kenarlarına köşe başlarına.
Günlerce ve hatta aylarca durur bu araçlar. Belediyenin temizlik ve karla mücadele ekipleri hep sıkıntı yaşarlar.
Kimin umurunda?
Şehirde ciddi bir şekilde park ve otopark sorunu var.
Kusura bakmayın Sayın Sekmen! Bunu siz de başaramadınız.
Deneme yanılma yoluyla güzergâh değişmeleri (Mumcu-Taşmağazaları altı güzergâhı-Gürcükapı vs), parkmetre ve dubalarla bu iş çözülmez…
Bir babayiğit lazım, özellikle büyük binalarda otopark ve çekme paylarını ihlal edenlere verilen ruhsatlara hesap soracak…
Bir babayiğit lazım, şehir merkezinin ara sokaklarında yeni yeni oluşan park çetelerine müsamaha tanıyanlara hesap soracak…
Bir babayiğit lazım, şehri harabeye çevirip sonra da çıkıp pişkin pişkin “hizmet yapıyorum” diye vitrinde göz boyayanlara hesap soracak…
Ve bir babayiğit lazım, bir an önce alternatif yolların açılması için kazma vuracak…
Ben o babayiğidi henüz göremediğim gibi, çok sevdiğim bu şehirde trafik gibi yapılaşmanın da gittikçe ucube bir hal almasına gönlüm hiç razı değil doğrusu…