Basında zaman zaman yer de alır mevzu.

İstanbul’da yaşayıp da denizi göremeyen insanların olduğu haberlerini duydukça hep şaşırdım.

Nasıl oluyor diye.

İstanbul’da yaşayan biri nasıl olur denizi görememiş olsun.

Oluyor işte.

Mesela Erzurum’da olup da hele daha Aziziye tabyalarını görmemiş, Erzurum kalesinin içine girmemiş, saat kulesine çıkmamış insanları da bildiğim için şaşırmıyorum artık.

Şu veya bu şekilde bu mümkün olmuyormuş.

İnsanın hiç fırsatı olmayabiliyor da bunlar gerçekleşemeyebiliyormuş.

Zamanla anlıyor insan bunu.

Mesela ben hep Erzurum’un en yüksek tepesi olarak kabul edilen Ejder tepesine çıkmış değilim.

Öteden beri hep o tepeye çıkıp Erzurum’a seyretmeyi çok istemişimdir ama bunu bir türlü de gerçekleştirememişimdir.

***

3200 metre yükseklikteki Ejder tepesinde TRT’ye ait vericilerin merkezine girmeyi, orada çalışan görevliler ile sohbet etmeyi, hatta ve hatta orada bir gece konaklamayı nasıl istiyorum, bilemezsiniz.

Takıntı haline geldi, küçümsemeyin lütfen.

Geçtiğimiz yıl TRT İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar davet etmesine rağmen henüz daha o tepeye çıkamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.

Hafta sonu Doyumsu’nun ortaklarından işinsanı sevgili arkadaşımız Mustafa Kumbasar’ın hem de çocukları ile birlikte o tepede çekilmiş ve Facebook’da paylaşılmış fotoğrafını görünce iç çektim.

O zirveyi görmediğimi zırvaladığımı sakın düşünmeyin.

Bu yaşıma girdim henüz daha şuracıkta gerçekleşecek bir hayalimi gerçekleştiremedim, yanarım da ona yanarım.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Sanma ki dert sadece sende var. Sendeki derdi nimet sayanlar da var! (Hz.Mevlana)

DUVARIN DİLİ : Küçükken düşünce acıyordu, şimdi düşününce...