Sağlık Müdürü Bedir, çık bir çift kelam et…

Daha bir hafta önce aynı Erzurum’da yüz bin kişiden yalnızca 37 vatandaşımızın testi pozitif çıkarken birden bire bu oran birkaç gün içerisinde elliye ulaştı.

Ne oldu da Erzurum’da vaka sayısında bu denli bir artış yaşandı?

Bildiğimiz hatta gördüğümüz kadarıyla…

Tedbirlerde bir gevşeme olmadı.

Ne kahvehaneler ne de lokantalar açılmadı.

Şu halde sorun nerede?

Doğrusu…

Bir hafta arayla çıkan bu iki farklı sonuç beni tatmin etmedi.

İlla ki bir yanlışlık var.

Ya önceki 37 oranı doğru değildi ya da şimdiki 50…

Gerçi bu elli dahi hiç de kötü bir tablo sunmuyor, ama besbelli ki bir yanlışlık var.

Erzurum, Korona’yla mücadelede en başarılı ilk üç il arasında değilse bile ilk onun dışında da hiç değil.

Resmi kayıtlar bunu söylüyor.

Pekii Erzurum niye bakanlığın o haritasında, “yüksek riskli bölgeler” arasında gösteriliyor?

Zanlımca bir yanlışlık var…

Öküzün altında buzağı filan aramıyoruz da, zaman zaman kurt izinin it izine karıştığı günümüzde korkarım ki Erzurum gümbürtüye kurban oluyor.

Hoş kimse gerçeğin saklanmasını veya verilerin ters yüz edilmesini istemiyor; istemiyor da; ama şehrimizin karnesi iyiyse de bunun kötü gösterilmesine de gönlümüz razı olmaz.

Bize bir türlü anlaşılabilir gelmeyen bu tablodan ötürü, ilgili ve yetkililerden bir açıklama bekliyoruz.

Erzurum’da yüz bin kişide 37-38 kişinin testi pozitif çıkarken birkaç gün sonra bu sayı 50-60 kişiye yükseldiyse ya çok vahim bir sürecin içinden geçiyoruz ya da Erzurum haksızlığa uğruyor!

Hani, “sahipsiz memleket, kar da yağar fırtına da olur” demiyoruz.

Çünkü biliyoruz:

Erzurum çok şükür “sahipsiz memleket” değil.

Hatta ülkemizin hiçbir bucağı da sahipsiz değil.

Vatandaşın birinin birinden alacağı var, hemen hafta alacağını tahsil etmek için borçlunun dükkanına gidiyor.

O da her seferinde, “kurban, cuma günü gel” deyip alacaklıyı savuşturuyor.

Derken artık alacaklının canına tak etmiş, yine gittiğinde aynı sözle karşılaşınca, dayanamayıp diyor ki, “Ağabeyi ya paramı öde, ya da gününü değiştir.

Biz de buradan çok kıymetli Sağlık Müdürümüz Gürsel Bedir’e soruyoruz:

Bu tablodan hangisi doğru?

Kaynımgillere çay içmeye gideceğiz de gidelim mi, yoksa dizimizi kırıp evde mi oturalım?