***
Özellikle bürokrasi kesiminin ciddi katılım gösterdiği şenlikte, program gereği konuşmalar yapılacak, türküler söylenecek, şiirler okunacak, dadaş bar oynayacak, ardından da açılan standlar ziyaret edilecekti.
***
Atatürk Üniversitesi Kültür Sitesi’nde şenlik, “abartıya” kaçan güvenlik önlemleri ve protokol kurallarının “katı” şekilde işletildiği bir süreç sonrası başladı.
Genelde her şey yolunda gidiyor...
Etkinliğin yapıldığı salonun önünde de ciddi bir hareketlilik göze çarpıyordu.
***
Çeşitli kurumların açtığı standlarda ürünler sergileniyor, özel kıyafetlerine bürünmüş kızlar konuklara yardımcı olmaya çalışıyor ve herkes içerideki konuşmaların bir an önce bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu.
Sonuçta konuşmalar, programlanan saatini hayli ötesine taşsa da bitti.
***
İçeriden “hanımefendi geliyor” uyarısıyla başlayan hareketlilik, ne hikmetse saman alevi gibi ani bir parlayış gösterdi ve ardından söndü.
Çünkü Hayrunnisa Hanım, standlara doğru değil de, çıkış kapısına yönlendirildi.
***
Koridorlarda ciddi bir hayalkırıklığı yaşanıyordu.
Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama nafile.
Kimse nezaket gereği bir açıklama yapma ihtiyacı bile hissetmiyordu.
***
Birkaç gün önceden başlayan hazırlıklar…
Kurulan standtlar…
Yapılan süslemeler, birden sanki yerle bir olmuş…
Yapılan onca harcama, doğrudan “çöpe” gitmişti.
***
Acaba Hayrunnisa Hanım’ın, kendisi için özel olarak hazırlanmış standtları gezmesine neden izin verilmemişti de, apartopar binadan çıkartılmıştı?
Bir ihbar mı vardı?
Yoksa daha başka bişey mi?
Ne olmuştu yani?
Ne yazık ki, bunu kimse anlayamadı.
***
Kısacası geldiler…
Konuştular ve artlarına bakmadan gittiler.
***
Şenlik ben diyeyim 3, siz deyin 4 saat sürdü!
Böyle bir şenlik için, aman aman hazırlıklara, büyük büyük harcamalara, işini iyi yaptığını zanneden “küstah” organizatör firmalarına hiç gerek yoktu.
Dünkü şenliği Erzurum’da Valilik de iyi organize ederdi, Büyükşehir Belediyesi de.
Üstelik onların organizasyonu çok daha “içten” ve “samimi” olmanın ötesinde, “güvenlik” adı altında “şımarıkça” davranışlara da geçit vermezdi.
***
Dünkü şenlikte yaşanan hüsranın dışında, akıllarda güzel enstantaneler de kaldı.
Mesela “Bekçi Bekir” tiplemesiyle ünlenen Erzurumlu Hacı Ali Konuk’un söyleşisi ve yaptığı esprileri…
Nurullah Akçayır’ın mini konseri…
Nurullah Genç hocanın söylediği muhteşem şiiri ile birlikte verdiği anlamlı mesajı ve tabi ki, Dadaş’ın barı.
İyi ki onlar da vardı.
Yoksa kimse niye o salona itiş kakış içinde gittiğini pek de anlayamazdı.