Günümüzden 4 bin yıl önce, aslı bozulmuş Tevrat ve uydurulmuş Tanah’ta rab diyor ki; ‘İbrahim..! Nil nehrinden Fırat ırmağına kadar uzanan toprakları senin soyuna vereceğim’… İçerisinde ülkemizin bir bölümü ve üst sınırı Erzurum Dumlu dağlarının olduğu bu topraklara, Yahudi inançlarında ‘Vaad edilmiş topraklar’ deniliyor…
Tüm dünya sessizce İsrail’in devlet terörünü izliyor şu günlerde. Ne dur diyen var ne de engel olan. Kimine göre dini bir işgal, kimine göre de enerji paylaşımı. Dünyanın enerji kaynakları araştırmasında, öne çıkan coğrafya ise; Akdeniz körfezi, Hazar denizi ve Afrika.
Dünyanın jandarması (!) ABD yanında, medeni Avrupa (!) arkasında terör devleti İsrail, Müslümanları katlediyor. Görüntüler yüreklerimizi yakıyor, gözyaşlarımızı akıtıyor. Dualar, beddualar ediyoruz sonra devam ediyoruz hayata. Kim ne derse desin, ‘Ateş düştüğü yeri yakıyor’.
Yahudi inancına göre, emir altında çalışmak putperestlikle aynı. Yahudi kendi işinde çalışmalı ve zengin olmalı. Herkese faizle borç para vermeli ve alım fırsatları için parasını likidite de tutmalı. Yani, Yahudi demek para demek. Peki ya boykot yapılırsa..!
2006 yılında Danimarka'ya yapılan boykotun faturası 1 milyar 36 milyon dolar. 2014 yılında İsrail'e verilen zararın maliyeti de 6 milyar dolar. Sözde değil, akıllıca ve taviz vermeden yapılacak boykotla İsrail terörünü ve avanelerini ciğerinden vurabiliriz.
Boykot edecek yüreğimiz yoksa eğer, o halde Yahudi’nin gıdasıyla beslenip, namazın farzlarındaki hadesten ve necasetten tahareti onun ürünleriyle yapıp, iletişim araçlarıyla da beddualar edip, sonra da KAHROLSUN İSRAİL demeye devam..!