Atatürk, “Ortadoğu’ya bulaşmayın” demiş. Bendeniz de bulaşmadan, Suriye konusunda bir şeyler düşündüm. Biliyorsunuz ki; düşünceler özgür olmalıdır ve bu fikri sonuna kadar savunurum!

Yarım asırdan beri hükümet eden baba-oğul Esad rejimi Türkiye’ye komşuluk yerine açıkça büyük düşmanlıklar etti. Terör örgütü lideri Apo’yu besleyip, saklayarak on binlerce vatandaşımızı katlettirdi. Kendi halkına da zulmettiler! Son Esad da terör örgütlerini besledi, büyüttü ve başka bir yerden beslenen örgütler tarafından da koyup kaçtı! Bir menfaatle sana gelen daha büyük bir menfaatle başkasına gider! Terör örgütleri de böyledir.

Savaştan kaçmak Suriye’de bir gelenek! Buradaki mülteciler de kaçmışlardı!

Bizim “Yurtta sulh, cihanda sulh” gibi Atatürk’ün çok büyük bir öğüdünü, mirasını unutmamalıyız. Yurtta sulh, cihanda sulh olmaması demek; bütün insanlığın ölümü demek, huzurlu yaşayamaması demek ve ölümü demek! Yurtta sulh, cihanda sulh olmazsa bu; kan demek, gözyaşı demek! Yurtta sulh cihanda sulh; başka ülkelerin iç işlerine karışmamak demektir!

Terör örgütlerini kullanmak, beslemek, pazarlık yapmak, ortak paydalarda buluşmak, akıllı bir ülkenin yapacağı şey değildir.

Ülkeler akıl, mantık, adaletle yönetilir. Hırs, kin ve adaletsizliğin karşıt kelimesi neydi, çok hatırlamak istemiyorum(!) ama öyle yönetilmez.

Her savaşın sonucuna bakmak gerekiyor. Kim ne kazandı diye; önce ekonomik sonra diğer kazanımlardan kârlı çıkanlara bakmak lazım; İsrail Golan Tepelerine yerleşti, kalıcı olduğunu belirtti! ABD, bölgedeydi; tam yerleşmiş oldu! Bu Büyük İsrail İmparatorluğunun da tescilli haberi demektir! Artık komşumuz sayılır! İki tane Kürt devleti kuruldu! Bu devletler de ileriye dönük İsrail lehine taşeronluk görevi yapabilir veya İsrail’e ilhak veya eyalet olabilirler!

Rusya taşeron örgütlerle Ortadoğu’da varlığını sürdürmeye çalışıyor. Rusya hafife alınacak bir ülke değildir gerek politikası ve gerek kararlığı ile satrançta doğru hamle yapmaya çalışıyor, şimdilik!

Türkiye’ye dost olduğunu pek hissettirmeyen İran da büyük riske girdi! İran’ın çok eskilere dayanan dış politikasına baktığımda oryantal ve zikzaklı manevra yeteneğine sahip İran; bu durumdan kârlı bile çıkabilir! Belki de o İsrail’le karşılıklı atılan füzeler bir senaryo gereğiydi; bilemem!

Irak yeniden hareketlenebilir ve sınır değişikliği yeniden dizayn edilebilir!

Türkiye hakkında düşünmek beni çok yoruyor ve düşüncelerimi kendime saklamak istiyorum ve yarın başımıza bir şey gelirse; tam yirmi yıl önce yazdığım makalemi tekrar yayına koyabilirim! Demiştim; demeyi pek severim(!).

Ortadoğu ülkelerinin hiçbirinde demokrasi, sosyal, bireysel özgürlük yok! Fikir özgürlüğü yok! Gelecek özgürlükler ki özgürlük denilebilirse de başka bir ülkenin ancak vereceği izni kadar olabilir!

Biz Suriye uğruna milyarlarca USD harcadık. Esad gitti, kavga bitti mi; bitmedi, daha da büyüyeceğe benziyor Ortadoğulu insanlar aleyhine! Biz Suriye politikamızla sahi ne kazandık? Şimdi biz bunu anlayamıyoruz(!), anlatan birisi olursa gerçekten sevineceğim!

Emevî Camisi’nde bir şükür namazı sevabına bu kadar iş mi yapmış olduk(!)