Dinimizde ibadetler yalnızca Allah’a yapılır. O halde Allah’ı Kuran’daki kendisi hakkında bildirdiklerinden anlayacağız, tanıyacağız, tefekkür edeceğiz!

Allah’a ibadet ve dua etmek için bir aracıya, bir duacıya ihtiyaç yoktur. Duada sadece yüce Allah’a yönelinir. Ve Allah’a hitap edilir. Ve her şey Allah’tan istenilir. Araya kimse, aracı sokulmaz.

“Falanın yüzü suyu hürmetine“ gibi anlamsız bir söz, biraz da edep dışıdır. Allah kimin yüzünden akan suya hürmet edecek gibi garip bir soru akla geliyor! Veya iftar saati Allah kullarının ağız kokusunu sever; haşa, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir ve hem de ağız kokusu gibi kulların iğrendiği bir şeyi Allah’a sevdirmek çok yanlıştır!

Allah, “Samed’dir”! (Samed= Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmaması, her şeyin O’na muhtaç olmasıdır). Bütün ihtiyaçlarımız Allah’tadır ve O hiçbir şeye ihtiyaç duymayandır!

Dualarda en çok aldanılan konu, kullardan, ölülerden, türbelerden, kim olursa olsun cemaat- tarikat liderlerinden şefaat beklemektir! Bu eski dönemlerde putperestlerin putlara tapmasına benziyor; onların tanrı olmadıklarını söylemelerine rağmen putların onları Allah’a yaklaştıracaklarını düşünüyorlardı! (Araf  37, 191, 192, 194, 197, Enam 71, 136, 137, Nisa 50)!

“De ki: Şefaat yalnız Allah'a aittir. Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet de yalnız O'nundur ve sonunda O'na döndürüleceksiniz.”. Zumer 44. Bu ayet şefaatin yalnız Allah’a ait olduğunu net şekilde açıklar!

Allah, mütevazı olanları sever. Riyakarlık, caka, şaşaa, gösteriş yapmayı sevmez. O yüzden hangi ibadet olursa olsun, sadece Allah için yapılmalıdır. Kullarının yanında gösterişli ibadet edip kimsenin görmediği yerde üstünkörü ibadet etmek veya hiç etmemek, ibadet ediyor görünmek, kullardan aferin beklemek, ibadetle övünmek, ibadet yaptığını söylemek, ibadet yapıyor desinler havasına girmek ibadetlerin kabul olması açısından sakıncalı olabilir, üstelik hiç hoş da değildir.

Kuran’ı kendi dilinde okumak, Kuran’ı anlamak için bu yüzden şarttır! Temel kaynak, İlahi anayasa Kuran’dır! Kuran’ı üzerinde düşünerek, anlamaya çalışarak okumak farzdır.

Kamer suresi 17, 22, 32, 40. Ayetleri aynen tekrar edilmiştir. “Andolsun biz Kuran’ı öğüt almanız için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur”? Anlayamazsınız diyenler, alternatif yazılan kitaplar ışığında ancak anlaşılır diyenler; Allah’a muhalefet edenlerdir!

Kuran’ı kendi dilimizde okumamız farzdır!