Genelde hep anlayıştan söz ederiz. Bizi insanların anlamasını bekleriz. Oysa önce biz kendimizi, kendimize anlatmalıyız! Kendimizi anlamalıyız!

Kendimizi anlamadan, muhatabımızı anlayamayız! İletişim eğitimi herkes için şart!

“Beni anlamıyorsun”, “hayır, asıl sen beni anlamıyorsun” diyalogunda iki haklı ve iki haksız veya bir haklı var! Doğru olan bir şey varsa o da berbat bir iletişimin olduğudur!

“İletişimde kulaklara çok az iş düşer” der; Geştalt.

Gümrükler, havaalanı gümrükleri ile ilgili belgeseller izliyorum! Şak diye iletişim kuralları, iletişim kırılmaları, nazik iletişim yolları karşıma çıkıyor. Kendimi mukayese ediyorum; mukayese alanını genişleterek ikinci ve üçüncü şahısları yani ben, sen, o’ya bakıyorum. Karne kötü!

Gümrük görevlisi kuralları söylüyor, gayet nazik bir dille; “Beyefendi/ Hanımefendi; buradan 100 ml üzerinde su veya içecek, üzerinde son kullanma tarihi olmayan yiyecekleri, aşı kâğıdı olmayan evcil hayvanlarınızı geçiremezsiniz” diyor. Gümrükten geçmek isteyen insanlar illa geçmek istiyorlar. Gümrük memurlarına bakıyorum; sinirlenmiyorlar, kızmıyorlar, bağırmıyorlar! Tekrar yumuşak bir dille kanunun maddelerini ve ülkelerine giriş şartlarını söylüyorlar!

Çok önemli bir cümle duyuyorum gümrük memurlarından; “Ben burada devlet adına otoriteyim, kanunları korumakla ülke vatandaşlarımın sağlığını koruyorum. Ve vatandaşlarımın sağlıklarını, güvenliklerini riske atamam”! Müthiş!

Havaalanlarında (İsveç-Danimarka) bir şahıs hastalanıyor. İnsana üst seviyelerde değer vermenin bütün sahneleri sergileniyor. Doktorlar, sağlık görevlileri hastayı kurtarma çabaları ve tabii ki; teknoloji ve vazgeçilmez, iletişim kuralları ve illa nezaket!

Bir suçlunun yakalanması mesela; bir kaçakçının yakalanması, zehirli maddelerin yakalanmasında ise terk edilmeyen, kibarlık, kanunların uygulanmasındaki titizlik göze çarpıyor! Abartılı veya ülkelerinin reklamını yaptıklarını düşünebilirsiniz; ama bir gerçek var, kibarlar, kanuna saygılılar ve kanunlar kutsanmış görünüyor!

Hiçbir kimse orada dokunulmaz değil, hiç kimse kanunlardan üstün değil, hiç kimse aranmasına, sorgulanmasına itiraz etmiyor, edemiyor, devlet otoritesi nazik fakat demir iradesiyle memurlara nakşedilmiş.

Ben bu ülkelerin cennet gibi görünmelerini, kanunlara uymaları, kibarlıkları ve insana saygı olarak yorumluyorum!

Elbette şiddet uygulama, saldırma, bağırma, küfürleşme oldukça ilkel ve eğitimsizliğin tezahürü!

Doktorlara saldıranlara, tablacıyı döven zabıtalara, insanları yumruklayan güvenlik görevlilerine ve şiddet dili kullananlara ve şiddeti çözüm yolu olarak gören bütün insanlara; lütfen, lütfen kendinizi güncelleyin, psikolojik destek alın, yaptığınız şiddetin insanlık suçu olduğunu kabul edin artık!