Anadolu Lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde kız öğrencilerimden ödev olarak “Nisa /Kadın” suresini özet halinde yazıp getirmelerini istedim.
Bu ödevi vermemdeki neden; kız öğrencilerimin “Nisa/Kadın” suresini okuyup aydınlanmaya, hak ve ahlaki sorumluluklarını bilmelerini istedim. Bir öğrencim ödevini getirdiğinde öğretmenim keşke kız öğrencilere değil de “erkek” öğrencilere verseydin daha iyi olmaz mıydı? Neden dedim? Nisa suresi kadınlardan daha çok erkeklere hitap ediyor, onların hak ve ahlaki sorumluluklarını bildiriyor, dedi.
Bırak Nisa suresini Kuran’ı bile bu açıdan hiç okumamıştım. Çünkü piyasada erkekler tarafından “İslam’da Kadın”, “İslam'a Göre Cinsel Hayat” adıyla yazılmış eserler dolaşıyordu. Yazarları erkek olunca objektif değil sübjektif bir anlayışla insana bakılıyor. Bu bakış açısından dolayı Müslümanların kadına bakışı çok eleştirildi.
Bu eleştirişlere cevap olarak Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy Arapçadan Mısırlı yazar Muhammed Ferid Vecdî tarafından kaleme alınan ve makaleler şeklinde “El-Mer’etü’l-Müslime” başlıklı yazı dizisini “Müslüman Kadın” adıyla Sebiliürreşat yayınları arasında kitap olarak yayınlamıştı.
Bu konuyu daha çoğaltabilirim. Ancak kız öğrencimin beni uyarmasından sonra yıllarca çok düşündüm. Öğrencim haklıydı. İlahiyat Fakültesi’nde İslam Felsefesi dersinde yüze yakın öğrencime konuyu açtım. Kuran erkeğin mi yoksa kadının mı ahlaki, hukuki, insani bakımdan eğitilmesini öne çıkarmaktadır? Hep bir ağızdan daha çok erkeğin dediler.
Peki o zaman neden “İslam’da Erkek” yazılmaz da “İslam’da Kadın”, “Müslüman Kadın” yazılır. Dahası İlahiyat fakültelerinde binlerce kız öğrenciler tahsil görmelerine rağmen bu konu neden kızlar tarafından değil de erkeler tarafından yazılır. Siz yazamaz mısınız dedim. Hiç düşünmedik dediler. Düşünün bu konuyu dillendirin dedim.
Kur’an’da kadın, erkek ayrımı olmadan “Kur’an’da İnsan” yazılarına İslam Felsefesi üzerine eserlerde rastlamaktayız. Japon bilgini Toshihiko IZUTSU’nun “Kur’an’da Allah ve İnsan” adlı eseri buna örnektir.
Mısırlı bilgin Ahmet Emin Fecrul İslam adlı eserinde, İbn Haldun, Cahiz gibi bilginlerin eserlerine dayanarak Cahiliye döneminde var olan Arap karakterini ve zihniyetini ortaya koymaktadır. Kur’an bu cahiliye zihniyetini eleştirmekte ve insanileşmesi için çaba sarf etmektedir.
Özetle İslamiyet, Cahiliye Arap zihniyetinin sosyal, kültürel, ahlaki ve hukuki zihniyetini insanileştirirken Arap erkeklerinin insana özellikle de kadına bakışını değiştirmek çabasındaydı. Bunda başarılışı oldu mu derseniz tarihi kayıtlar hayır dememizi desteklemektir. Arap zihniyetinde kadına karşı olumsuz tutum her zaman eleştiri konusu olmuştur. Bu da Kur’an’a fatura edilmektedir.
O halde gelin bu Ramazan’da sadece Arapçasını okuduğumuz hatimlerin bir tanesini de Kur’an’ın Türkçe mealini okuyarak tamamlayalım. Kur’an’da erkeklerin hak ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirelim. Cahiliye Arap erkek zihniyetini İslami sanarak insani olan zihniyetimizi değiştirmeyelim. Daha da geliştirerek insanileştirelim. Fransız Bilgini Jean Paul Roux’un kaleme aldığı “Orta Çağ Türk Kadını” makalesini okuyalım.
Her gün haberlerde utançla izlediğimiz bir aile cinayetinin vahşiliğini atalarımızın mirası saymayalım. Bu yozlaşma son dönemlerin mirasıdır. Dünyaya rezil olmaktayız. Bu vahşilik medeni, insani ve İslami zihniyete yakışmıyor. Bu konuda sanırım hepimiz suçluyuz.
Bu vesileyle 2025 yılı Ramazan/Şeker Bayramımızı kutlar ailemize, yurdumuza ve insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini dilerim. Kalın sağlıcakla…