Hatır Arapça bir sözcük: Düşünme ve akılda tutma gücü. Hafıza, zihin, akıl, gönül ve kalp anlamlarınadır.

Birisine hatırını sorduğumuzda, hatırın var olsun, hatırlı olasın diye dua ederler.

Yine hatır; ilham, sezgi, kalbe doğan manevi düşünce, sevgi ve duygu anlamlarını içermektedir.

Ziya Gökalp: “Usanmadı gönlünde Türk duygusu uyandı.

Eski şanlı günleri hatırladı utandı.”

İnsan ailesi, dostu, öğrencisi, komşusu ve iş arkadaşlarının yanında hatırlanmasını, hatırda kalmasını, hatıra gelmesini ve hatırı olmasını ister. Bu arzu insanda ölümsüz olma isteğidir.

Aşık Veysel der ki;

“Ben giderim adım kalır,

Dostlar beni hatırlasın

Düğün olur bayram gelir

Dostlar beni hatırlasın

Hatıralarını yazanlar bu arzunun en üst duygusunu yaşayanlardır.

Ancak; hatır almak, hatır sormak, hatır gönül almak, hatıra dokunmak, hatır saymak, hatırını incitmemek, hatır bilmek, hatırdan çıkmamak, hatırlı gönüllü olmak, hatırı hoş olmak gibi duygu, düşünce, davranış ve tutum içerisinde olanlar derinlikli ve insani yönü gelişmiş olan insanlardır. En yüce ruhlu insanın da özelliğidir.

Karacaoğlan hatırdan gönülden geçmemeyi şu dörtlükle dillendirir:

“Dinle sana bir nasihat edeyim

Hatırdan gönülden geçici olma

Yiğidin başına bir iş gelince

Anı yad illere açıcı olma.

Atasözümüzde ne güzel denmiş; “Bir fincan kahvenin bin yıl hatırı var.” “Bir selam bin hatır yapar.”

Emrah "da: “Bad-ı saba selam eyle o yâre

Mübarek hatırı hoş mudur nedir?

Bir de insanın yaşadığı zaman, mekân, köy, kasaba ve kent hatıralarımızı canlandırır.

Cahit Sırrı Tarancı:

Bu meçhul asker mahşeriyle

Hatırlatır ne yaman savaşı

Yanık türkülerden biliriz

Yemen çölünü Sarıkamış’ı.

Askerlik hatıraları, okul yılları hep dillerimizde pelesenktir.

Ercişli Emrah sılanın hatırlanmasını şu dörtlükle dile getirir:

Bir yiğit gurbete varsa

Gör başına neler gelir

Sılası hatıra düşse

Yaş gözüne dolar gelir.

Nihat Sami Banarlı da: “Seven insanlara bahar sevgiliyi; güller, sevgili’yi; renkler, sesler, ışıklar ve bütün güzel şeyler sevgili’yi hatırlatır, onu düşündürüp onu aratır.”

Peki yazımızın başlığında kim hangi öğretmenini hatırlıyor demiştik. Bizler aileden, eğitim kurumlarından, askeri kışladan, dini mabetlerden ve sosyal çevreden hem hatırlamayı hem de hatırlanmayı öğrenmeliyiz. Büyüklerimiz bu konuda bizlere yol ve töre bırakmalıdır.

Eğer hatırlı ve gönüllü insan değil de yoz ve duygusuz insan yetiştiriyorsak bunda kusur hepimize aittir.

Ey öğretmen meslektaşlarım! Çocuklarımıza ve gençlerimize sadece kuru bilgi vermeyelim. İnsanlığa ait kalıcı değerleri verelim ki, sadece resmi günlerde hatırlanmayalım.

Öğretmenlerinizi hatırlayın ki, öğrencileriniz de sizleri hatırlasın.

Bu dileklerimle benim üzerimde hakkı olan öğretmenlerimin ve yetiştirdiğimiz binlerce meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutlarım.