Bir Azmin Hikayesi Doç. Dr. Oktay Gülcü... Oktay Gülcü ile yolumuz kardiyolojinin anjiyo bölümünde kesişti. Ben hasta o doktor.
Kapalı olan kalp damarımız onun becerikli elleriyle ve Allah’ın izni ile açıldı.
Yapılan anjiyo işleminden sonra Oktay hocayı bir hasta olarak radarıma aldım.
Kimdi bu Oktay hoca.
Nereliydi?
Hangi okulu bitirmişti.
İşte bütün bu sorulara cevap ararken öyle bir başarı hikayesi ile karşılaştım ki, inanın etkilenmemek mümkün olmadı.
Günümüze, günümüz gençliğine ve yine günümüzün eğitim ve öğretimine örnek olacak bu başarı hikayesini yazmamız da bize farz oldu.
*
Bazı başarı hikayeleri vardır ki insanın içini titretir, mücadele azmini alevlendirir.
Hayatta bir çok şeyin mümkün olduğunu kanıtlayan hikayeler, bize yalnızca başarıyı değil, emeğin, sabrın ve azmin ne kadar güçlü olduğunu gösterir.
Doç. Dr. Oktay Gülcü’nün hayatı da işte böyle bir hikaye…
*
Erzurum’un Maksut Efendi Mahallesi’nde, iki göz odalı bir gecekondu…
Çatısı bile olmayan, yağmur yağdığında içindekileri koruyamayan bir ev.
Ama o evden bugün iki doktor çıkmış.
Çünkü o evde yokluk vardı belki ama mücadele vardı, hayaller vardı, çalışkanlık vardı.
*
Doç. Dr. Oktay Gülcü, zor şartlarda büyüyen bir çocuğun, kendi kaderini nasıl değiştirebileceğinin en somut örneklerinden biri.
Maddi zorluklar içinde okudu, üniversiteyi kazanmayı ilk yıl başaramadı ama yılmadı.
Üstündeki tozu silkeleyen bir öğretmeni vardı, ona yol gösteren bir rehberdi.
Bugün Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda akademisyen olarak görev yapan Doç. Dr. Gülcü, çocukluk hayalini gerçekleştirdi.
O hayal, insanlığa faydalı olmak, iz bırakmaktı.
*
Bu hikaye bize ne anlatıyor?
Başarı için şartların mükemmel olması gerekmiyor.
Özel okullarda okumak, en iyi imkanlara sahip olmak, başarıyı garantilemiyor.
Önemli olan, insanın içinde o ışığın olup olmaması.
Çalışkanlık, kararlılık, pes etmemek… Bunlar varsa, yokluk içinde de zirveye çıkılabilir.
*
Bugün birçok aile çocuklarının geleceği için büyük paralar harcıyor, onları özel okullara, özel derslere yönlendiriyor.
Oysa bazen bir öğretmenin samimi rehberliği, bir çocuğun içindeki cevheri ortaya çıkarmaya yetiyor. Oktay Gülcü’nün hikayesi, yalnızca öğrencilere değil, öğretmenlere de büyük bir mesaj veriyor.
Doğru yönlendirme, doğru motivasyon, bir çocuğun hayatını kökten değiştirebilir.
*
Gençler bu hikayeden ilham almalı.
Zorluklar karşısında yılmamalı, pes etmemeli.
Çünkü başarı, yalnızca parayla ya da imkanlarla gelmiyor.
Asıl başarı, insanın kendi azmiyle inşa ettiği yolda saklı.
*
Umut ederim ki Doç. Dr. Oktay Gülcü’nün hikayesi nice gence ışık olur, onlara çalışmanın ve sabrın ne büyük kapılar açtığını gösterir.