‘’Geçmişe giden bir otobüs kaldırsalar ilk giden ben olurdum’’ der dururum ya.

Bakın yine eskilere gittim.

Bir süre önce vefat eden hemşehrimiz Avrupa Şampiyonası güreşçimiz Reşit Karabacak’ın oğlu Yunus Emre Karabacak’ı Survivor’da yarışırken hatırladım.

Yunus Emre elbette bir hemşehrisi olarak bizim favorimiz.

Onun birinciliğini ister ve de bekleriz.

Şu ana kadar fena gitmiyor.

İnşallah umudumuz odur ki Yunus Emre bu zorlu yarıştan yüzünün akıyla çıkar.

Bana göre Yunus Emre’yi zorlasa zorlasa belki adadaki açlık zorlar.

Güreşçi olmasından dolayı açlığa dayanamayacağını düşünüyorum, yine umarım bu konuda da beni yanıltır Yunus Emre.

Güreşçilerin çok iyi beslendiğini bilen biri olarak çok da güreş haberi yapmışlığım vardır.

Lavaş arasında lahmacun yediklerini bilirim.

***

1984 ile 1989 yılları arasında Erzurum Belediye Başkanlığı yapan Necati Güllülü de bir çokları gibi ata sporu güreşi severdi.

Erzurum’u uluslararası seviyede temsil eden milli sporculardan oluşan bir kulüp kurmuştu.

Ancak o Güllülü bir süre sonra kurduğu güreş kulübünü kapatmıştı.

Sebebi de kulüp bünyesinde barındırdıkları güreş kulübündeki sporcuların yeme-içme masraflarıydı.

Zaten kıt kanaat bir bütçeye sahip belediye, çaresiz bu yükü kaldıramıyor, kulübü kapatmak zorunda kalıyordu.

Bir görüşmemizde ‘’Üçler Lokantası ile anlaşmıştık yemek için. Bir oturuşta 4 porsiyon döner yenildiği ortaya çıkınca biz de kulübü lağv etme kararı almıştık’’ dediğini hatırlıyorum Necati başkanın.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkartır. ( Malcolm S. Forbes)

DUVARIN DİLİ : Kör sağıra demiş ki: Çok güzelsin!