30 Mart 2014 yerel seçimlerinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti.
Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Şube Müdürlüğünden arkadaşımız Şeref Doğan ancak geçenlerde arayabildi.
Genel Sekreter Ali Rıza Kiremitçi'nin Erzurum'daki medya temsilcileriyle tanışmak istediğini söyleyip davette bulundu.
Bu nedenle 11 Mayıs Pazartesi günü saat 19.30'da Müceldili Konağına gittik.
Kiremitçi ile Büyükşehir Belediyesinin 'A Takımı' ilk kez  basın temsilcilerinin karşısına çıktı.
Biz kendimizi tanıttık, onlar da kendilerini.
A Takımından Kiremitçi'nin yanında kimler vardı derseniz sıralayalım:
ESKİ (Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi ) Genel Müdürü Mevlüt Vural, Genel Sekreter Yardımcıları Ünsal Kıraç, Selami Keskin, Zafer Aynalı ve Cevat Öksüz.
Basın camiasının tek yakından tanıdığı, çalışkanlığından ve başarılarından dolayı bu süreçte daire başkanlığından genel sekreter yardımcılığına hakkıyla yükselen Zafer Aynalı'ydı.
Unutmayalım, katılanlar arasında bir de 'basın ile yönetim' arasında 'köprü' görevi üstlenen  ama  bundan haberi olmayan sözde 'Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı' vardı.
 
A TAKIMI KENTİ TANIMAK İÇİN ANKET YAPTIRIYOR
Ali Rıza Kiremitçi konuşması sırasında geçen yaz mevsiminde yaptırdıkları bir anketten söz etti.
Meslektaşımız Sevda Güneş'in 'Anket öyle demiş!' başlıklı yazısında sözünü ettiği gibi, halkın istedikleriyle bizim yıllardır dile getirdiğimiz sorunların ilk kez bu ankette örtüşmediğini gördük.
Yerel seçimlerin ardından yapılan ankette, 2 bin 500 kişiye soruluyor:
- Erzurum'un sorunları ne, öncelikle ne yapılmasını istersiniz?
Cevaplar ise şaşırtıcı!
-'İşsizlik' deseler gam yemeyeceğim.
-'Hava kirliliği'nden bahsetseler, 'tamam uygundur' diyeceğim.
-'Beyin ve sermaye göçü'nden söz etseler, 'Örnek Dadaşlar beyaz atlara bindi gittiler' deseler, 'kabul' edeceğim.
 
ERZURUM'UN EN ÖNEMLİ SORUNU NE?
Anketçilere göre, Erzurumlunun en büyük derdi ve sorunu, 'kentteki sosyal hayatın yeterlisizliğiymiş.'
Hatta ankete katılan 2 bin 500 kişi, ilk sırada ne yapılmasını önermiş, biliyor musunuz?
-Gezme, dinlenme, mesire ve eğlence yerleri...
Palandöken'i, Erzurum Ovasını, Abdurrahman Gazi Türbesini, Atatürk Üniversitesini, Serçeme'yi, Uzun Ahmet'i, Dumlu'yu, Hasankale'yi, Ilıca'yı, Tortum'u, Narman'ı, Uzundere'yi, İspir'i, Oltu'yu görmemiş bunlar.
Neyse sinirlenmeden dönelim, uyduruk olduğuna kanaat getirdiğimiz anketin diğer 'en'lerine:
Sorunlarda 'ulaşım' ikinci, 'kentsel dönüşüm' üçüncü sırada.
Şimdi bu anketin devamını dinlemeye gerek var mı?
Biz de merak edip sormadık, Kiremitçi de anlatmaya gerek görmedi.
Ancak hayretler içinde kaldığımızı söyleyebilirim.
Peki o ankete katılan ve ilk sırada en büyük sorun olarak 'sosyal hayatı' gösterenler bunun vebalini nasıl ödeyecek?
Çünkü kenti yönetmek için İstanbul'dan gelen ve çoğu alanında uzman olduğu belirtilen 'A Takımı' anketi yol gösterici olarak kabul ediyor.
 
NE OLACAK HALİMİZ?
A Takımı ile o gece yapılan görüşme sırasında zaman zaman hava sertleşti.
En fazla alkışı ise ankete katılanlar ile anketi yapanlar aldı!
Demek ki piknik ve eğlence mekanları isteyenlerin özellikle kışın 'temiz hava'ya hasret kaldığımızdan haberleri yok.
Ayrıca ankete katılan arkadaşların tümü Palandöken Dağı eteklerindeki villalarda yaşıyor.
Çok kısa sürede istimlak işlemleri bitmesine karşın yıkımı 'kaplumbağa hızı'yla devam eden eski şehri gören yabancılar, Erzurum'da kısa bir süre önce -Allah göstermesin- şiddetli bir deprem olduğunu ya da savaştan çıktığını düşünmez mi?
İnsanoğlu demek ki, o virane görüntüyle yaşamaya alıştığı için yadırgamıyor, eğlenecek yer arıyor!
 
FUARDA AĞAÇ KALMADI
Son 10 yıl içinde Erzurum'da ciddi bir çaba harcanarak üretilen binlerce ağaç hoyratça kesilmedi mi?
Kesilen bazı ağaçların yerine 'sahte palmiyeler', 'ışıklandırılmış yapay ağaçlar' konmadı mı?
Ağaç dikmediğimiz gibi hala 'yeşil' düşmanlığı yapıyor ve ağaç katliamını sürdürüyoruz.
'Olimpiyat Parkı'na ne oldu?' başlıklı yazımızın üzerinden altı ay geçti.
Acı haberi, geçenlerde gazeteci arkadaşlarla ETÜ'ye giderken aldık.
Eski adıyla 'Fuar', yapımı bitmesine karşın üç yıldır açılmayan (!) Olimpiyat Parkında çamları yerlerde gördük.
Şimdi gidin bakın, 50 yıllık yüzlerce ‘çamın kökünü’ bulursanız sevinin.
Havalimanı yolu üzerindeki ETÜ Rektörlük binasının karşısına, Büyükşehir 'kongre ve fuar merkezi' yapıyor.
Oradaki 20- 30 yıllık çamların bir bölümü makineyle çıkarılıyor ve ETÜ'nün yerleşkesine taşınıyor.
Ağaçlardan bir bölümü ise kongre ve fuar merkezine 'kurban' olarak kesiliyor!
 
SAVURGANLIK ÖRNEĞİ
Bugünlerde 'kenti karanlıktan kurtarma' adına Erzurum'un caddeleri hızla 'pavyon' görünümüne bürünüyor.
A Takımı en büyük eleştiriyi, aydınlatma direklerinin kenarlarına ve iki direk arasına konulan rengarenk ışıklı panolardan aldı.
Geçen dönem konulanlar, yenileriyle değiştiriliyor.
Bu değişim yığınla alt yapı sorunu bulunan Erzurum için müthiş bir 'savurganlık' örneği değil mi?
 
RAYLI SİSTEM, BİR BAŞKA BAHARA KALDI
Bir başka konu; Tebrizkapı kavşağına Kültür Bakanlığı tarafından konulan ve iki yıl önce kaybolan Nene Hatun'un heykeliydi.
'O'nu da gündeme getirdik ama A Takımı'ndan bir yanıt alamadık.
Ayrıca gazeteci arkadaşlar, Büyükşehir Belediyesini 'cam kafese' benzettiler.
Giriş- çıkışta alınan etkin güvenlik önlemlerinden yakınanların sayısı az değildi.
Büyükşehirdeki özel kalem müdürleriyle engeli aşmanın zorlukları tartışıldı.
Sonra Ali Rıza Kiremitçi bu yıl yapılacak projeleri sıraladı.
Şahsen ben, A Takımından sıra dışı, parmak ısırtacak, 'helal olsun' dedirtecek işler bekliyordum.
Caddeleri, ara sokakları bile taşıtlar tarafından işgal edilmiş, kentte trafik derdi giderek büyürken  "Bir yıl sonra önemli projelerle halkın karşısına çıkacağız" diyen büyükşehir yönetiminin bırakın 'metro' rüyasını, 'hafif raylı' sistemden bile söz etmemesi ‘hayal kırıklığı’ değil mi?
Sohbet sırasında 'vasıflı' veya 'vasıfsız' diye nitelendirilen sanatçılar tartışıldı.
Kültür için yapılan sözde konserler ve etkinliklerden duyulan ‘rahatsızlık’ dile getirildi.
Belirli konularda bu kentte yaşayanların, STK’ların görüşlerinin sorulması gerektiğine vurgu yapıldı.
Son söz olarak da "Biz önce insanca ve büyükşehir standardında yaşamak istiyoruz" denildi.