Zaman su gibi akıp yıllar hızla ilerlerken toplum sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda değişmelere uğrarken yaş ortalaması da artıyor. 1960'larda şehrin yaş ortalaması 55'lerde olmasına karşılık günümüzde bu oran 70 üzerine çıkmıştır. Yani toplumun yaş ortalaması artmaktadır.
Geçmiş yıllarda evlenme yaşı 18-23 yaş arasında iken günümüzde evlenme yaşı otuzlara varmış geçmektedir. Bu demektir ki, beş yıl sonra 33 yaş bandına varacaktır. Bu toplumda doğurganlığın azalacağı şeklinde gerçekleşmesi kuvvetle muhtemeldir.
Okullaşma giderek yaygınlaşmakta ana okulundan Lise sona kadar öğrenci sayımız 170.000 civarından 160.000'lere gerilemesi gelişen olaylar tarafından doğrulanacağını işaret etmektedir.
Öğrenci sayısı azalmasına karşılık lise son çağına gelen 14 bin öğrenciden ancak bugün 9422 olmasına karşılık ara dönemlerde yolda ortalama okulu bırakanların sayısı 5000 civarında olacak, kitap, defter, kalem sayısı ile birlikte sınıf sayısı da gittikçe azalacaktır. Bu okul binalarının yapımına perspektif tutabilir. Eğitimle ilgili planlayıcılar bu değişimi dikkate almaları gerekir.
Bunlar gelişirken her yıl 15.000'e yakın öğrenci, genç iş hayatına atılacaktır . Bu demektir ki Erzurum'u yönetenler yılda 15 bin kişilik istihdam alanı yani iş yeri meydan getirmeleri gerekir.
Köylerin hızla boşalması, insanların şehirlere gelmesi iş alanı üretmeyi yöneticilere zaruri kılmaktadır. O halde beş yıl sonra acaba 75 bin işsize yöneticiler iş alanı oluşturabilirler mi...?
Üniversite mezunlarımız yıldan yıla artacağına göre bu gençlere iş, aş sahasını başta üniversite idarecileri ve yerel yöneticiler hazırlayabilecekler mi? Yoksa bize ne biz okuttuk gitsin başlarının çaresine kendileri baksın mı diyecekler....!
Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Valilik ve ilgili kurumlar iş adamlarıyla bir araya gelip ortak aklı işletip devletle koordineli biçimde geleceğin iş sahalarını oluşturup 75 bin civarındaki evlatlarımıza iş alanı oluşturabilecekler mi?
Beş yıl sonra yani 2026 yılına gelindiğinde hala işsizlik gençlerimizin belini bükecek, ufuklarını karartacak mı? Yoksa Dadaşlar iş, aş ve eş problemlerini çözmüş, mutlu yuva sahibi olacaklar mı?
Topraklarının %65'i mera olan şehrimizde hayvancılık gereken büyüklüğe ulaşacak mı? Mesela Büyük Baş hayvan kesimleri sahiplerine yük mü olacak, yoksa 1970'lerde olduğu gibi Erzurum Et ve Balık kurumu kesim hanelerinde kesilip besici mağduriyetten kurtarılacak mı?
Ziraat Fakültelerinden mezun olmuş, tarım ve hayvancılığı iyi öğrenmiş, yeni bir köylü türü oluşturulup modern tarım tekniklerini uygulayıp daha çok kazanacak, gençlerin her türlü sosyal hakları korunarak üretime katkı sunabilecek bir vizyona getirilebilecekler mi?
Gençlerin önünü açacak, yarınlarına güvenle baktıracak yeni fabrikalar kurulabilecek mi? Fabrikalar ürettikçe şehre para girişi yanında yeni istihdamların artmasına katkı sunabilecek mi?
Evet yukarıdaki sahaları analiz edip geleceğe bir ışık tutacak plan, proje ve öngörü kapısı açacak ufuklu yöneticilerimiz, üreticilerimizi teşvik edip başarılı olmaları için gereken desteği veren siyasetçilerimiz olacak mı?
Erzurum beş yıl sonra yine kaliteli göç verip kalitesiz göç almaya devam mı edecek? Yöneticilerimiz bunu engellemek, olayı tersine döndürecek hangi tedbirleri alacak?
Yoksa geçmişteki gibi kıskançlık, gurur, kibir, ben ne dersem o olur anlayışında yıllar sonrasına perspektif sunamayacak kadar okumayan, araştırmayan bir elitist guruplarla mı karşılaşacağız?
İki üniversitemizde çağı yakalayıp, gençleri araştırma, geliştirme ve modern bilgilerle donatıp mezun edebilecek mi? Mezun olan gençler okuyup hak kazandıkları meslekleri icra edebilecekler mi?
Evet tüm bunları yapabilecek daha çalışkan, daha üretken, ideolojik sapmalardan uzak yeni bir siyasal insan gurubunu içinden çıkaracak mı?
Tüm bunları şimdiden öngörüp tedbir alıp bu yönde gayret edecek sağ duyulu yöneticilere selam olsun.
Ömrümüz olursa beş yıl sonra bu konuları konuşmak üzere hoşça kalın.