Birkaç damla gözyaşı silebildim sadece, gülmeye gülümsemeye gayret ettim.
Çünkü Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da, Irak’ta ve tüm İslam coğrafyasında gülen bir çocuğa rastlamadım. Sonra yüzlerce yıldır girmek istemediğim bir ‘’ Tünele’’ uzun upuzun sonu gözükmeyen ve son kelimesinin de anlamını kaybettiği…
Karanlığı ilk delen olarak, bütün kötü yanlarımı imha ederek ve yavaş yavaş adımlayarak acının, şiddetin, ihtirasların ve ‘’ben’’in olmadığı küçük mü küçük bir Dünya’ya ulaştım.
Orada ne kadar kaldığımı bilmeden, bütün gördüklerimin bir rüya olmasını diledim. Heyhat.!
Tünelin daha başında gördüklerim ve dinlediklerim karşısında buda olmaz deyip vicdanı mı teselli etsem de başıma balyoz gibi inen gerçekler karşısında; vicdanım tuz buz olurken, dişleri mi sıkıp bir ‘’Lahavle’’ çekerek bu der geçer yahu deyip İnsanlığımdan hicap duydum
Sabah sosyal Medya’da bir fotoğraf düştü önüme.
Dört çocuk gözlerinde yaşam ile ölüm korkusu vardı.
Babalarını kızıl Çinliler Şehit etmiş Anneleri Müslüman (?!?) Türkiye’ye sığınmış ve sabahın erken saatlerinde evi basılarak dört çocuğun annesi evinden alınarak Geri Gönderme Merkezine götürülmüş.
Bu kaçıncı GGM terörü?
Ülkeyi Çin uydusu Doğu Perinçek mi yönetiyor?
Bu masum Uygur Türkü yavruların babalarını zalim Çin'in katlettiği yetmemiş gibi; Şimdi de annelerini sapık Çin'e teslim etmek için GGM’ye götürmüşler.
Bunun için mi sığındılar bu mazlumlar Türkiye'ye?
Dindaşları tarafından cellatlarına teslim edilsinler diye mi?
Güya dindaşız!
Güya kandaşız!
Kocası katledilen bir Müslüman kadın, 4 küçük yetimini alıp bize sığınmış.
Bizi dindaş bilmiş çünkü, kandaş bilmiş; sahip çıkarız sanmış.
Bir kadını, bir anneyi yavrularından koparıp kocasının katili sapıklara teslim etmek insanlığa, Müslümanlığa, erkekliğe sığar mı?
Müslümanın Müslümana bu ettiği reva mıdır? Batsın sizin kardeşliğiniz.!
Kardeşin kardeşini zalimlere teslim etmesi Mümine seza mıdır?
Söylemde 'Mazlumun hamisiyiz,
Ama mazlumu zalime kendi elimizle teslim ediyoruz. Batsın sizin hamiliğiniz.!
Sözde ‘Ümmetin abisiyiz’’
Ama ümmetin yetimlerini katil Çin'in insafına peşkeş çekiyoruz.
Ne "40 çerisiyle Çin sarayına dayanan Kürşat’ın soyundan gelmekle övünen çakma boz kurtçuların gündeminde bu mazlum Uygur Türkleri, ne hamasî tarih dizilerinde 'Bizim töremizde bize sığınanı düşmana vermek yoktur!' alicenaplığıyla tasvir edilen Ertuğrul Gazi'nin ahfadı geçinen imitasyon Osmanlıcıların ajandasında Uygur Müslümanları. "Bize ne elin Arabın’dan, bana ne Gazze'den.
Biraz da Doğu Türkistan'la ilgilenin!" diye höyküren insanımsı kılıklı sekülerler zaten üç maymunculuk mesaisinde. 'Reel politik Muhipleri Cemiyeti, Rasyonalite Kılıklı Te'vil Milislerinden bahse bile gerek yok. Yetkililer hangi günahı irtikap ederlerse etsinler; Boya-cila ile onların kirini parlatma ameleliği için ful time çalışıyorlar kendileri.
Kim ses olacak o hâlde bu mazlumlara?
"Durun! Bu ettiğiniz zulüm Gayretullah’a dokunur!
Bizi dünyada da ukbâda da felaha erdirmez!" diyecek!
Kaç masumun daha gözyaşı sel gibi akınca tatmin olacak bu Geri Gönderme Merkezleri?
Kaç mazlumun ahıyla dolacak bu zulmün kotası?
Kaç kurban lazım size durmanız için?
Kaç Müslüman kanı içmeniz sizi doyuracak.?
Kaç ana ağlayacak, kaç babayı katledeceksiniz.?
Kaç gencin organları canlı canlı alınacak.?