1960 yılında üç vardiya halinde çalışacak briket kömür fabrikası açıldı. Kömür tozundan yumurta kömür üretiliyordu. Ardından Tortum yolu üzerinde tuğla ocakları ve sanayi siteleri kuruldu. İşsizlik yoktu çalışacak adama ihtiyaç çoktu. Kent bir cazibe merkezi haline gelmişti. Sabah kalkan soluğu Erzurum’da alıyordu. Çevre kentlerden ve özellikle Karadeniz bölgesinden insanlar, aş için, iş için Erzurum’a geliyordu. Bir gecede gecekondular dikiliyor, yerel yöneticiler planlama yapmak yerine göz yumuyordu. Bahsettiğim yer bizim sanayi mahallesiydi…

Onlarca belediye başkanı, milletvekili geldi geçti ama sanayi mahallesini ayağa kaldırmak kimsenin aklına gelmedi. Üstelik deprem konusunda şehrin en sağlam zeminine sahip mahalle olmasına rağmen… Son zamanlarda yaşanan depremlerde şehrin tamamı hop oturup, hop kalkerken, sanayi mahallesi sakinleri, sarsıntıları başka semtlerdeki yakınlarından öğrendi... Daha düne kadar 10 bini aşkın kişinin yaşadığı semtte bugün, nüfus 3-4 binin altına düşmüş durumda. Her beş evden birisi terk edilmiş halde. Sanayinin sonunda, briket fabrikasının yerinde kurulan Hilal kentin nüfusu 26 bin 370, sanayiye bitişik tarım arazisi Şükrü paşa mahallesinin nüfusu ise 36 bin 889 kişiye ulaştı…

Fırsatını bulan, gözünü karartıp borca girebilen sahip olduğu evini terk edip, başka kentlere yada başka semtlere göç ediyor. İyi ama imkanı olmayan ve burada yaşamak zorunda kalan insanların günahı ne? Kentsel dönüşüm yapılıyor-yapılacak deniliyor ama kentsel yıkım yaşanıyor sanayi mahallesinde. Maalesef yetiştirdiğimiz çocuklar ortada. İnsan ürperiyor gençlerin hallerinden, hareketlerinden. Semtte ne bir polis noktası var ne de bir bekçi. Yazık değil mi? Sanayi mahallesinin hizmetsizlik yemini ne zaman bitecek? İlla gözyaşları mı akmalı, canlar mı yanmalı?

Madem sahip çıkamıyoruz, madem hizmet etmemekte ısrarlıyız o halde, ya bu metruk binaları ortadan kaldırın, ya da bu semte bir polis noktası getirinde hakimiyet kurun. Yazıktır, günahtır. Şehrin başka taraflarına yapılan hizmetlerin hiçbiri, hizmet görmeyen bu mahalle sakinlerinin umurunda değil, haberiniz olsun. Unutmamak gerekir ki, ihmal ölüm getirir.

Uzatmayayım; Nehre düşen koyunun hesabı adalet güneşi Ömer’e soruluyorsa, sanayi mahallesinin sahipsizliği de Erzurum’un reislerine sorulur, bilesiniz.