Avcı toplumunda, tarım toplumunda veya ilkel klan toplumlarında işsizlik endişesi, yarın ne yiyeceğim beklentisi herhalde olmamıştır.
Yerleşik düzene geçmeyen toplumlarda maddi yapıyı temsil eden evler, villalar, konaklar herhalde saray düşüncesi hiç olmamıştır.
İnsan oğlu yerleşik topluma geçip ev bark sahibi olmayı, maddi kazançlar elde etmeyi öğrenince her zaman biraz daha çoğunu istemiş bunun sonucunda köyler, kasabalar şehirler inşa etmiş sonunda elde ettiği bu imkanları koruma telaşına düşmüştür.
İnsanoğlu sahip olduğu bu imkanı korumak için silahlı güç temsilen ordularını, devlet idaresi için bürokrasiyi ihdas etmiş bunları da var gücüyle teçhiz etmiştir.
19 ve 20 yüz yıl bu isteklerin zirveye ulaştığı yönetenlerin bu egolarını tatmin etmek için milyonlarca insanın kanının dökülmesine sebep olduğu bilinen bir gerçektir. Bir tarafta yapanlar diğer tarafta yıkanlar.
Şüphesiz yapanlar her zaman kazanmış, insanlık tarihine de o ölçüde adlarını yazmışlardır. İşte bu yazımızda Erzurum'un son kırk elli yılı üzerinde bir şeyler karalayacağım.
Dünya sanayileşirken, şehirlerdeki nüfus artarken ister istemez sanayileşme hamlesi olmuş yeni işgücüne ihtiyaç duyulmuş, işsizlere iş alanı oluşturmak pek revaçta bir değer kazanmıştır.
Erzurum'da özel sektör zamanla işçi çalıştırmaya başlamış böylece insanlar çalıştığı kurumdan aldıkları parayla çoluk çocuğunu geçindirmeye başlamış işyeri sahibi de yeni katma değerler üretmiştir.
Bugün olmayan 1932 yılından 1968 yılına kadar yüzlerce insan iş imkanı sağlayan Nazik çarşıdaki Tuğla ve kiremit fabrikası, 1946 yılında mahallebaşında kurulan Palandöken un fabrikasının sahipleri Dilaver ve Akçay aileleri, 1947 yılında kongre caddesinde Aziziye un Fabrikasının sahibi Mustafa Keser, 1950 yılında Kurulan Polat Un Fabrikasının Sahipleri Hamza Polat Ve Faruk Amil 1980'lere kadar yüzlerce insana ekmek kapısı temin ettiler.
1962 yılında kurulan deri ve ayakkabı fabrikası sahipleri Baltacıoğulları, ve Hasankale yolu üzerinde kurulan Pasinler tuğla ve kiremit fabrikasının sahipleri şehir ekonomisine katma değer ilavesinin yanında yüzlerce insana iş ve aş kapısı oldular.
Şehrin nefes alması için Menderes caddesinin açılmasında emeği geçen Necati Güllülü, Bosna Caddesi'nin açılmasında önemli rol oynayan Muhyettin Aksak’ta şehre güzellik katanlar arasında yer aldılar.
Belediye binasının yapılmasında rol alan Güllülü, Çaykara Caddesinin imarlaşmasında, binalaşmasında rol alan İsmail Çakmak, Dere mahallesinde güzel dairelerle Fatih İstanbulluoğlu, Uzun yıllar apartman yapımında şehre çok emek veren Ali Faik Kumbasar bu gurubun içinde yer alır sanırım. Son yıllarda Ahmet Karadayı yaptığı işlerle katkı sunanlar arasındadır. Bu isimlere sahip çıkmak şehir adına önemlidir.
Sanayi Bölgesinde kurulan Erdemir, Cindilli, Honda, Toyata, Seat, Mitsubişi ve diğer plazalarda çalıştırdıkları onlarca işçiden dolayı bu guruba girenler arasında yer alırlar.
Başkan Ahmet Küçükler iyisi ve kötüsüyle şehrin maddi yapısına katkı sunarken Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut Üç Kümbetler projesiyle şehrin maddi tarafına katkı sunarken bakalım Mehmet Sekmen Bey bunlara neler ilave edecek.