DOĞUTÜRK
2014-05-15 13:28:10

SOMA ÖLÜM ZİHNİYET

Abdurrahman ZEYNAL

a.zeynal@hotmail.com 15 Mayıs 2014, 13:28

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma ilçemizde işletilmekte olan linyit ocaklarında henüz sebebi belli olmayan bir trafo patlaması sonucu yazıyı yazdığım zaman da ölü sayısı 282'e yükselmiş içeride ise kaç işçinin bulunduğu net belli değildi.
Kara madeninin yüzü yine karaydı. Acılar , feryatlar, bağırmalar,çağırmalar, suçlamalar ve savunmalar başını almış gidiyor....
Bu acılı günde konuşan her insan kendi açısından işi nasıl kendi lehime çeviririm edalarıyla ağzını açmakta , acılı insanların acılarını ise yüreğinin derinliğinde hissetmemekte...
Sosyal medya mahalle kavgasına dönmekte, taraf olanlar ve olmayanlar şeklinde ayrılmakta ...
Siyasiler bütünleştirici söylemler yerine gönüllerinden geçeni söylemekte.... Yanlış mukayeseler yapmakta....
Birileri de "Türk milletinin başı sağ olsun yerine halkların başı sağ olsun" türünden kendi meşum söylemlerini söylemekte...
Sokaklarda miting türü görüntüler görülmekte, taşlı sopalı kavgalar beyinlere kazılmakta....Hele şu hale bakın.
Köşe yazarları; kim adına yazıyorsa o doğrultuda kalemini oynatmakta, bak işte nasıl çaktım edasıyla puan toplama sevdasında...
Siyasileri burada zikretmeye ise gerek yok...Çünkü bir Selahattin Adil Bey tavrını gösteremiyorlar...Gösteremezler...!
"Elbette her nefis ölümü tadacaktır" yüce buyruğuna karşı gelmek haddimiz değil. Olamazda. Ancak bu tür ölümler ABD de % 0.02, Çin'de % 1.75, Türkiye'de % 7.2 olursa bunu da sorgulamak her vicdanlı insanın işidir.
Kimse bu tabloyu, kaderdir diye aklından geçiremez. Kimse İslam coğrafyasındaki bu geriliği, ilkelliği, yanlış kader anlayışına bağlayamaz...
Elbette ölen insanlarının yakınlarının acısı büyüktür. Onları teselli etmek görevimizdir. Ancak onların bu acılı günlerde söylediklerini de özellikle yöneten makamında olanlar ciddiye almalıdır.
İşletmeciler 2005'te aldıkları maden ocağında 130-140 dolar olan maliyeti 23 dolara indirdik derken neyi, nasıl, nerede yaptıklarını net ortaya koymaları da gerekir.
Eğer TKİ işletseydi bir işçi maliyeti 3-4 bin lira olacakken şimdilerde 1200 lira rakamının söylenmesi nasıl tasarruf edildiğini gösterir ki buda son on yıldaki taşeron işçiliğin ne kadar kötü boyutlarda olduğunu ortaya koyar...
Evet önümüzdeki günlerde bu konular vuzuha kavuşacaktır. Ancak yaşananlardan yeteri kadar ders çıkaracak mıyız ? İşte orası meçhul!
Ya sendikacılara ne demeli? Söyleyecek söz bulamıyorum...
Birazda vicdan ve zihniyet kelimeleri üzerinde duralım. Ne yazık ki İslam coğrafyası bu kelimeyi çokça kullanmasına rağmen üzerinde kitap yazılmamış bir kavram olarak karşımıza çıkar ki bu da bize dilimizde olan ama gönümüzde olmayan bir ifade olduğunu olanca çıplaklığıyla haykırır...
Zihniyet meselesine gelince Türkiye mutlaka bu işi halletmek zorundadır. Artık ülkeyi yönetenler evrensel insan haklarına, hukuk kurallarına uyarak, insani değerleri öne çıkaran eğitim anlayışına göre ülkeyi yönetmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı burada hedef tahtasındadır. Bakana göre değişen eğitim politikalarıyla, bilimden uzak anlayışlarla artık eğitim yapılamayacağını görmelidirler. Top yekun eğitim seferberliğine giderek 77 milyon insanı tasada, kıvançta, acıda, kederde bir ve beraber olma anlayışına göre okutmalı, eğitmeli ve Dünyada örnek olacak işlere imza atmalıdır.
Yoksa gerisi "hava cıvadır"....
Aksi halde "Siz ne söylerseniz söyleyin bu acılar bitmez"...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.