DOĞUTÜRK
2014-06-08 07:52:02

YANIK DERE BİR ACININ HİKAYESİ

Abdurrahman ZEYNAL

a.zeynal@hotmail.com 08 Haziran 2014, 07:52

Hiç ismini duydunuz mu? Neden Yanık dere denmiş?
Bir isim bir yere verilmişse bu isim boşuna değildir. Evet Yanık derede binlerce acı, binlerce hayat, binlerce hayal yok edilmiştir.
Ne yazık ki bu acıların yaşandığı 3000 Müslüman Türk'ün şehit edildiği, senelerce yakılan şehit edilen bu insanların her bahar karların erimesiyle birlikte kanlarının aktığı bu dere ne yazık ki torunları olacak kişi veya kişilerce unutturulmuş bir mekandır.
Yanık dere 1918'in Şubat ayında demir yolunu kardan temizlemek amacıyla Ermeni çeteleri tarafından yol açma bahanesiyle evlerinden alınan insanların hunharca öldürüldüğü yerdir.
Yanık Dere son üç yüzyıldır devam eden geri çekilmenin acı faturasının ödendiği toprak parçasıdır.
"Yanık Dere" Erzurum'un doğusunda şimdilerde "Şehitler Mahallesi" sınırında kalmış bir vatan toprağıdır.Bu toprakta 7/6/2014 tarihinde "Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Kalkınma Vakfı" tarafından "Yanık Dere Şehitleri Torunlarıyla Buluşuyor" adlı toplantıya ev sahipliği yaptı.
İstanbul, Ankara, Iğdır ve diğer illerden çok sayıda gelen vatandaşlarımız ve şehirden katılan binlerce insanın katılımıyla Kuran-ı Kerim Tilavetİ, konuşmalar ve dualarla yapıldı.
Törene katılan onlarca insan biz burayı ilk kez öğreniyoruz yakarışları arasında topluluk Atatürk Üniversitesinde Prof. Dr. Ümit Özdağ hocanın verdiği " Ermeni soy kırım Yalanları" adlı konferansı dinlemek için araçlarla salona taşındı.
Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu'nun konuşmasıyla birlikte Kürsüye çıkan Ümit Hoca; 1683 yılından başlayarak 1920 yılına kadar geçen sürede Türk Milletinin nasıl acılar çektiğini sırayla tek tek izah ederek yarınlara ışık tuttu.
Ümit Hoca özellikle 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca anlaşmasıyla ilk kez taşıyla,toprağıyla insanıyla Türkün olan toprakların yanı Kırım'ın kaybedildiğini bu bölgede tam bir "Türklere karşı soykırım yapıldığını" anlattı.
Budin,Belgrad, Mora, Kafkaslar ve Balkanların nasıl kaybedildiğini, bunun sonunda "Beş Buçuk milyon Müslüman Türk'ün nasıl yok edildiğini tek tek anlattı. Beş Milyon Türkün nasıl göçe zorlandığını anlatan Ümit Hoca; 1820'lerden başlayıp 1918 yılına kadar batılıların oyuncağı olan Ermenilerin bu sürede nasıl bir çete faaliyetine yöneldiğini belgelere dayanarak aslında soykırıma uğrayan insanların Türk, soykırımı yapanların Ermeni olduğunu ifade etti.
Kazım Karabekir'e son günlerde yönelik yalan yanlış sözlere de tepkinin gösterildiği 21 Sultan Sekisi toplantısı Ümit Özdağ Hocaya verilen plaketle sona erdi.
Bu toplantıda gösterdi ki millet olarak "acılara dayalı bir hafıza" geliştiremedik, bunun sonucunda milyonlarca kilometre kare toprak telafisi mümkün olmayan insan kayıplarına mecbur olduk.
Yarının dünyasında hür,müstakil ve bağımsız bir devlet ve millet olarak yaşamak istiyorsak geçmişimizi öğrenip gelecek kuşaklara sağlam aktarmakla mümkün olduğunu anlamalıyız. Dersler çıkarmalıyız.
Hayatımızın her alanında "Davamızın Türk Milletinin Varlık ve Beka Davası" olduğu gerçeğine göre hareket etmeliyiz.
Yoksa çok acılar çekmeye devam ederiz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.