Erzurum yanısıra ülke çapında kamu müteahhitliği yapıyordu.

Bildiğim kadarıyla kazandığı ciddi çaplı kamu ihaleleri vardı.

Beni dava ettiği hatta gerçeklerin hilafına konuştuğu ve husumet beslemesine rağmen hakikatten sapacak değilim.

Ben O’na ne kin besliyorum ne de önyargılıyım.

Duydum ki şu süreçte, ülke çapında binlerce iş insanı gibi O da, mali koşullara daha fazla dayanamayıp, yargı kararıyla iflasını istemiş…

Sizi temin ederim ki bu haber, canımı yaktı ve derinden üzdü beni…

Ne demek yılların bir müteahhidinin iflas etmesi…

Yakın tarihten biliyoruz, bir iş insanı ya da müteahhit iflas edince beraberinde nice insanları ve onlarca şirketi de felakete sürüklüyor.

Beni haksız yere dava etti diye, sırf nefsimin hoşuna gitmesi adına, Allah şahit asla “oh iyi oldu” demedim, demem de…

Çok üzgünüm…

Şimdi ortaya nasıl bir tablo çıkacak aşağı yukarı tahmin edebiliyorum…

Yüklü miktarda borç, banka hacizleri, işsiz kalan çalışanlar ve tedarikçi firmaların alacakları…

Çok acı verici bir durum…

En samimi duygularımla diliyorum ki, Allah bu arkadaşın yardımcısı olsun ve bu açmazdan kurtulması için bir çare lütfetsin…

Bir iş insanı batarken, meydana gelen uçurum nice alakasız kimseleri de yutuyor.

Kim mi bu müteahhit…

Ne önemi var isimlerin?

Önemli olan bu memlekette hatırı sayılır işler yapan bir müteahhidin batmasıdır.

Filanca yerine falanca ismin olması trajediyi değiştirmez ki…

Ekonomisi pamuk ipliğine bağlı Erzurum, Karadayı’ndan sonra yeni felaketleri kaldıracak kudrette değil.

Batan her iş insanı, adeta bu şehrin yüreğinden bir parça koparıyor.

Hülasa, elimden maddi destek vermek gelmediğine göre, bütün içtenliğimle geçmiş olsun dileklerimi aktarıyorum.

Rabbim yardımcısı olsun…