Hani bir maç vardır ya, yenersen şampiyon olacağın.

Ya da kazanman halinde kümede kalacağın..

İşte bu Ankaragücü maçı var ya, Ankaragücü maçı.

Öylesine önemli ve de hassas bir maçtır.

Hem de hayati önem taşıyan, çok değeri olan bir maçtır bu maç.

Hatta şu ana kadar oynanan maçların yalan, bunun gerçek olduğu bir maçtır.

Lafın bittiği..

Başlangıçla bitişi, ölümle yaşamı, siyahla beyazı, düğünle düğümü çağrıştıran bir maçtır.

***

Bu satırları, teknik direktör Mehmet Altıparmak ile konuştuktan 5 dakika sonra filan yazıyorum.

O kadar heyecanlı ve panik içinde ki, açıkçası Cuma gününe kadar iyi ki onun yerinde değilim diye düşündüm.

Ben hal hatır sormak maksadıyla ‘nasılsınız’ diyorum, ‘yenmemiz lazım’ diye hemen karşılık veriyor.

O maçtan başka düşündüğü bir şey yok, hemen anlıyorum.

Ankaragücü’nün iyi saha analizini yaptınız mı diye sorduğumda, ‘’Ne saha analizi. En küçük detayı bile dikkate alıyorum’’ cevabını veriyor ki, bu cevap, ne kadar bu maçla yaşadığını anlamam için yetiyor da artıyor bile.

***

Hani maçlarda kırılma anları vardır ya.

Bu maçta kırılma anı olmaz.

Niye soracak olursanız, maçın zaten kendisi kırılma maçı da ondan!

Dilerim, tüm iyi niyetlilerin gönlüne göre sonuçlanan bir maç olur.

Bu maçı şahsen ben sadece BB Erzurumspor için değil.

Şu ana kadar pozitif futbol oynayan, şu veya bu sebeplerden dolayı bir çok puanı heba olan futbolcular için kazanılsın istiyorum.

Zaten ekonomik sıkıntı içerisinde olan yöneticiler daha çok zarar görmesin diye kazanılsın istiyorum.

İç saha, dış saha demeden takımlarını yalnız bırakmayan seyirci bir defa da 3 puanla stattan ayrılsın diye kazanılsın istiyorum.

Ve ve herşeyden önemlisi de bu şehire hiç hesapta yokken şampiyonluk yaşatan o adam, Altıparmak daha tartışılmasın, onunla devam edilsin diye kazanılsın istiyorum.

Belki biz bu süper ligi yolda bulduk ama o hocayı düzde bulmadık.