Peşinen söyleyeyim ki, “Sivas’tan alınacak bir puana razı mısın” deseydi birisi, tabi ki razıyım derdim.

“Bir puan baş tacı” diye cevap verirdim.

Siz bakmayın Yiğidoların puan cetvelindeki yerine…

Avrupa kupaları, Kovid-19 vakaları, sakatlar ve cezalı oyuncular yüzünden Sivas temsilcisi istediği yerde değil.

***

Bugün kadar kendi sahasını büyük takımlara karşı dar eden Yiğidolar bu sezon o gücünden uzak.

Çünkü yaşanılan olumsuz şartlar Yiğido’yu zora soktu.

***

Nasıl ki, Erzurum Ankaragücü karşısında şeytanın bacağını kırdıysa, Yiğidolar da Dadaşlar karşısında evinde gülmek istiyordu.

Oysa maça hızlı başlayan ve golü koklayan Erzurumspor vardı sahada…

Daha yedinci dakikada film kopabilirdi, Yeni 4 Eylül Stadı’nda, Erzurum’un lehine, Sivas’ın aleyhine…

Arvy’nin köşe atışından gelen topa Da Costa kafayı çaktı, Muammer kalesini gole kapattı.

Şayet o pozisyon gol olsaydı, sahada çok şey değişirdi çok…

***

Ama 9. Dakikada Yatabare’nin topunu Jakub’un kornere çelmesi de Dadaşlar adına bir şanstı.

Osman Çelik ve Arvydas Novikovas’la yakalanan pozisyonlar kaçınca, Yiğidolar, ‘Pardon ne oluyor’ diyerek kıpırdadı.

45’te Yatabare’nin şutunda Jakub kalesinde devleşince, 0-0’la gittik soyunma odasına…

Maçın ikinci yarısının ilk dakikası bitmeden Jakub, Coffie’nin şutunda öyle bir uzanıp kontrol altına aldı ki, takım arkadaşlarına “Korkmayın ben buradayım” der gibiydi.

55’te Yatabare’nin kaçırdığı gol bana göre maçın hem kader anı, hem de kırılma anıydı.

Orta da geçen maç, iyice bir orta alan mücadelesine dönüştü.

Teknik Direktör Rıza Çalımbay korkaktı, ama Mesut Bakkal’ın da ondan geri kalır yanı yoktu.

Aaron Appindangoye’nin olmaması, Caner Osmanpaşa’nın da sakatlanarak oyundan çıkmasından dolayı Rıza Hocanın sıkıntısını anlayabiliyorum.

Ama Mesut Hoca’nın öyle bir durumu da yoktu.

***

Strateji olarak Mesut Hoca’nın 0-0’ı cebe koymasına anlam veriyorum.

Ama uygulama da yanlış yaptı.

Mesela Mesut Hoca, Ricardo Gomes ile maça başlasaydı, hamle oyuncusu olarak El Kabir’i alsaydı sonuç değişik olabilirdi.

Aatif yorulup oyundan çıkınca, Dadaş topu ileriye götüremedi.

Üçüncü bölgeye top taşıyamayınca da Gomes’i oyuna almanın bir mantığı yoktu bana göre…

Mesut Hoca, keşke hata yapıp maça başlatmadığı Ricardo Gomes’i hiç oyuna almasaydı da Oltan’ı sahaya sürseydi, daha faydalı olurdu kanımca…

Çünkü Oltan koşardı, basardı, hava toplarında da üstünlük kurabilirdi, Sivas defansına karşı…

***

Mesut Hoca’nın son haftaların forma ismi Emrah Başsan’ı da 69 dakikada yanında oturmasını anlamadım.

Tabi Arvydas Novikovas Sivas maçına eskiye dönüş sinyali verdi. Ama Emrah hamlesi daha erkenden yapılabilirdi.

***

Mesut hoca daha bir iki gün önce takıma katılan Rahman Buğra’ya, Bohdan Butko’ya ve 22’lik Yaw Ackah’a son dakikalarda şans verdi, ama Brahim Darri’ye bir dakika bile şans tanımadı.

Bana göre Obertan’ın olmadığı yerde Darri oynamalı Dadaşta…

Bekranduna baktığımızda Darri hem iyi bir hamle oyuncusu, hem de maçın kaderini değiştiren isim olabilirdi.

Mesut Hoca, bunu bize izah ederse sevinirim.

Çünkü, Erzurumspor taraftarlarının Darri’den beklentisi ve umudu çok büyük.

Bildiğim kadarıyla da Brahim Darri bu takıma güç katsın diye alındı.

Süs olsun diye ya da Mesut Hoca’nın yanında 90 dakika otursun diye alınmadı.

Sonuç itibariyle Erzurumspor Sivas’tan aldığı bir puanı Jakub Szumski’nin kurtarışlarına, Da Costa ve Adolphe Teikeu’nun uyumuna borçlu…

Unutmadan bir parantez açalım sağda Murat Uçar, sol da Leo kusursuz oynadı.

Özellikle Murat, gösterdiği süper performansla bana göre maçın adamı, Erzurumspor’un da Kahramanıydı.

Helal sana Murat, alınan bir puanda payın çok büyük..

Bu bir puan Kayseri maçı öncesinde Dadaşlar için inanılmaz moral oldu.

Ama o kadar pozisyonda değerlendiremeyince, “Üç puan niye olmadı” diye de insan kendi kendine sormadan edemiyor.