Aziziye ve Mecidiye Tabyaları ile Nene Hatun’u uzunca anlatmaya gerek yok.
Hem tabyalar, hem de Nene Hatun, 93 harbi olarak bilinen Osmanlı Rus savaşında şehrin korunmasında etkin rol üslenmişlerdir.
Ruslar Tabyaları ele geçirince şehre haber ulaştırılır. Bu haber sonrası o tarihte yirmi yaşlarında olan Nene Hatun ve kahraman Erzurum ahalisi ellerine geçirdikleri kazma, kürek, tırmık… Ne varsa alıp Aziziye Tabyalarına koşar. Tarihte eşine az rastlanan bir mücadele sonucunda tabyalar geri alınır.
Bu kahramanlık tarihimize altın harflerle yazılır.
*
2009 yılından bu tabyalar ‘Millî Park’ statüsüne alındı.
İnsanlar tabyaların ve Nene Hatun’un da bulunduğu mekânın artık devlet kontrolünde, daha bakımlı, daha etkin ve gelişi güzel yapılaşmanın yapılamayacağını bilerek sevindiler.
Bu mekânlara ‘Millî Park’ statüsünün bütün maddeleri ile bakmak yanlış olur.
O maddelerden birisi şöyle;
Millî parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma sahaları ve orman mesire yerleri olarak ayırır, düzenler, yönetir ve gerektiğinde işletir veya işlettirir.
Yönetsin ama işletmesin.
Çünkü burası tarihi bir mekândır.
Bu mekânda para söz konusu olmamalıdır.
*
Bu tarihî mekânları görmek, Nene Hatun’un mezarını ziyaret etmek için, Erzurum’a akın akın yerli ve yabancı turistler gelmektedir.
Gelen turistler hem tabyaları görmek hem o tarihi havayı teneffüs etmek hem de Nene Hatun’un kabrini ziyaret ederek Fatiha okumak istiyor.
*
Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinden çok değerli hocam Prof. Dr. İbrahim Koçer ile sohbetimiz sırasında bu konu gündeme geldi.
Hocam bu mekâna girişlerin paralı olmasının çok yanlış olduğunu ifade etti.
Bu mekânların görülmesi, tarihteki öneminin özellikle genç beyinlere nakşedilmesi noktasında bırakın para almayı, bu mekânların görülmesinin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.
Para alınmasından rahatsızlık duyduğunu dile getiren Prof. Dr. İbrahim Koçer hocam, CİMER üzerinden de konuyu yetkililere ilettiğini ifade etti.
*
Hocam bu şekilde gerçekten vatandaşlık görevini yerine getirmiş.
Nene Hatun ve Erzurum ahalisinin kahramanca düşmana göğüs gerdiği, buram buram tarih kokan bu güzide mekânların para karşılığı ziyarete açık tutulmasını abesle iştigal olarak görüyorum.
Vatan müdafaasında şehit kanlarının aktığı bu tabyaların parayla ziyaretini ben de yanlış buluyorum.
Buralar birer eğlence merkezi değildir,
Bu mekânlar spor ve dinlenme mekânları değildir,
Bu mekânlar ne lunaparklardır, ne de kasaya para temin edilecek yerlerdir.
Bu mekânlar şanlı Türk’ün, Türk askerinin halkla bütünleşerek düşmana ders verdiği mübarek topraklardır.
Zira o topraklar şüheda kanıyla sulanmıştır.
Tarih vardır,
Zafer vardır,
Şan vardır,
İmkânsızlıkların imkâna çevrilmesi vardır,
İnanç vardır,
Galibiyet vardır…
Kısaca orada Büyük Türk Milleti’nin ruhu vardır…
*
Bu gibi yerlerin gezilmesi, görülmesi teşvik edilmelidir.
Bu mekânlarda nelerin yaşandığı gelen yerli ve yabancı turistlere anlatılmalıdır.
Bırakın gezmek için para almayı,
İnsanların bu yerleri daha rahat ve daha bilinçli bir şekilde ziyaret edebilmeleri için her kurum üzerine düşeni yapmalıdır.
Ama bu görev; Erzurum Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü gibi bir levha asarak, Yaya 5 TL, Bisiklet 5 TL, Motosiklet 10 TL, Otomobil 15 TL, Minibüs 45 TL, Midibüs 75 TL ve Otobüs 150 TL yazmak değildir.
Burası bir işletme olarak görülmemelidir.
Nene Hatun’un mezarı başında Fatiha okumak parayla olmamalıdır.
Erzurum Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü’nün görevi sanırım mekânı koruma amaçlıdır.
Kendisine gelir elde edecek bir kurum değildir, olmamalıdır da…
*
Bizim görevimiz kamuoyunu bilgilendirmek,
Elbette tedbir ve uygulama şehri idare edenlerdir…