Eveleyip gevelemenin bir anlamı yok, yenildik işte…
Bu ilk değil, sonda olmayacak. Dünyanın sonu değil!!!…
Bir galibiyetle, şampiyon olunmuyor, bir yenilgi ile de şampiyonluk kaçmıyor.
Dünyanın devleri de yenilebiliyor. Sporun ve futbolun doğasında ve tabiatında bunlar var.
Benim esas değinmek istediğim konular var…
Birincisi tüm uyarılara ve kulübümüzün ceza almasına rağmen, halen daha aklımızı başımıza devşirmemiz, o kadar canımız yanmasına rağmen, dün yine provokatörler iş başındaydı.
Sahaya yağdırdıkları pet şişiler, hakemlere koro halinde küfürler, ne geçti elinize anlamış değiliz.
Karınız yok, zararınız çok…
Lanet çıksın verdiğiniz stada girerken verdiğiniz  5 TL’ye…
Gerçi 5 TL verip Erzurum’a Bin TL zararınız oluyor, bilmem anlatabildim mi?
Eğer böyle yapacaksınız gelmeyin maça…
İkincisi ise şeref tribününde yaşananlardan dolayı basın tribününde bir çok arkadaşımızla birlikte iki golü kaçırmamız oldu.
Yani oradaki hadiseyi çözmeye çalışırken, gözümüzden kaçırdık golleri…
Neyse geçelim maça…
Son yıllarda ben bu kadar yavan bir ilk yarı izlememiştim, Kazım Karabekir  Stadı’nda…
BB Erzurumspor, ilk yarıda bir tek Ersel ile ceza sahasının dışından bir şut attı o kadar…
Oysa rakibin de aman, aman denecek pozisyonları yoktu, ama ilk yarıda İbrahim Halil Çolak ve Muhsin Yıldırım ile iki kontra atak yakaladı ki, biraz dikkatli olsalardı, devreye Dadaşlar 2-0 yenik girebilirdi.
Doğrusu göreve geldiği günden beri Teknik Patron Ahmet Yıldırım adına da en kötü 45 dakika oldu, dünkü ilk yarı…
Neyse ki, imdadımıza koştu 15 dakikalık ara…
İkinci yarının başlaması ile karşılıklı ataklar gelişti. 58. Dakikada sahneye çıkan Yunus Emre Yalçın golünü atarak takımını 1-0 öne geçirdi.
Dadaş daha şoku üzerinden atamadan, üç dakika sonra ikinci soğuk duş yaşandı, Kazım Karabekir Stadı’nda..
İbrahim Yılmaz, takımını 2-0 öne geçirirken, korku tünelinin ucu göründü, Dadaşlar için…
Ama, 64. Dakikada Fatih Gül’ün nefis golü ile silkinen Mavi-beyazlılar gerçek kimliğine büründü.
Ancak, 73’te İstanbullu İsmail Sarı’nın üçüncü golü ile resmen rengimiz, benzimiz sarardı.
Fahri Tatan’ın inadı inattı, yenilgiyi kabullenmeme adına, müthiş mücadelesi alkışa değerdi. Tecrübeli yıldız, uzaktan attığı müthiş golle 81’de takımını yeniden umutlandırdı.
Kalan bölümde ise Dadaş’ın çırpınışları, sonucu değiştirmedi.
Maçın  kahramanı olmaya hazırlanan Tatan’ın 40 metreden gönderdiği füze önce direğe çarptı, sonra kaleci Ersel tarafından kornere tokatlandı.
Adeta İstanbulspor kale sahasında oynayan Mavi-beyazlılar, bir türlü meşin yuvarlağı üçüncü kez çerçeveyle buluşturamayınca, sezonun ikinci mağlubiyetini yine evinde aldı.
BB Erzurumspor’un ikinci yarı verdiği kazanma mücadelesini kanımca orta hakem Yiğit Peşin engelledi.
Ben peşin hükümle konuşmam ama, bu kadar peşinen Dadaşların aleyhine çalışan bir hakem de görmedim, doğrusu son yıllarda.
Maçın hakemi kötü yönetimi ile bence müthiş gollerin atıldığı maçın önüne geçti.
Bence maçın hakemi görüntüleri izlesin ve BB Erzurumspor’u sahada nasıl tırpanlamış, kendi de görsün…
Sonuç itibari ile 3-2’lik yenilgiye rağmen Maraton tribününün futbolcuları çağırarak, destek verip alkışlaması, günün tek kazançlı yanı oldu, bana göre…
Bu mağlubiyet dünyanın sonu değil, yeter ki, ikinci yarıdaki direniş ve diriliş bundan sonraki haftalara yansısın.
Galiptir bu yolda mağlup olan.