Geçtiğimiz hafta içerisinde il genel meclisi bazı mülklerinin satılması için encümene yetki veren kararı, 17 ret oyuna karşılık 24 oyla aldı...
Yaklaşık bir yıldan bu yana, meclis üyeleri ne yaptıklarını bilemez bir halde, düşmüşler ticarethane olarak kullanılan gayrimenkullerini satmanın peşine...
Bu satıştan murat ettikleri gaye nedir bazı üyelerin şu an anlamak mümkün değil.
Bazı üyeler diyiyorum özellikle dikkat ederseniz.
Çünkü bu karara lehte oy verenlerin sayısı sadece 24 kişi...
Yani meclis sayısının yarısından çok az...
Yani azınlık bu satış işinin peşine düşmüş...
Satınca ne yapacaksınız bu parayla?
Ses yok, yada, "hele satalım sonra bakarız" havası...
Peki ne olacak satınca bu işyerlerini.
Olacağı şu;
Yüzlerce esnaf yerinden yurdundan olacak, binlerce çalışan işsiz kalacak, üç beş sermaye sahibi kıymetli mülk sahibi olacak...
Özel idare de elde ettiği parayı ya çar çur edecek yada yine bir mülk yapıp kiraya verecek birisine.
Meşhur hikayedir;
İki arkadaş yolda yürürken önlerine bir hayvan pisliği çıkar.
Birisi digerine "şu pislikten bir parmak ye sana on altın vereyim" der.
Yer digeri ve on altını alır...
Biraz daha yürür iki arkadaş ve yine önlerine bir hayvan pisliği çıkar.
Busefer digeri öbürüne der" sende bu pislikten ye bende sana on altın vereyim."
O da yer ve on altınını geri alır...
Yine yürümeye devam ederlerken sorar biri digerine "yav sen bu işten bir şey anladınmı" diye.
Digeri şöyle der "anladığım yediğimiz yanımıza kâr kaldı..."
Buradaki hesap başka bir şey değil.
Görünen o...