Benim de tüm varlığımla katıldığım bu düşünce bir barcıya ait.

Uzun yıllar halk oyunlarına hizmet veren, çocukları ile birlikte aynı platformda bar tutan bir barcı olan, aynı zamanda Halk Oyunları Halk Türküleri Derneği başkanlığını yapan Selahatttin Öğdüm’dür bunu söyleyen.

Erzurum barının kültür olduğunu, bu kültürün yaşatılması için de herkesin katkı sağlaması gerektiğini söyleyen Öğdüm, son zamanlarda özellikle bazı düğün ve etkinliklerde yakışıksız, hoş olmayan, eskilerin kemiklerini sızlatan fotoğraf kareleri ile karşılaştıklarından yakındı.

‘’Barın bir asaleti var. Giyilen giysi de bir nevi üniformadır. Bar tutmak bir meslek olmamalıdır. Herkes dikkatli olacak’’ diyen Öğdüm, şunları söyledi;

‘’Çoğu zaman para için bar oynandığını görüyor ve üzülüyoruz. Hele de kirli giysilerle, kulağı küpeli, at kuyruklu, keçi sakallı kişilerin bar tutmaları asla kabul edilebilir bir şey değil. Rağbet de görmüyor zaten. Bu bir kültürse para için olmaz. Bu işi para için yapanlara sesleniyorum. Bar tutmak bir meslek değil. Davul çalmak, zurna üflemek bir meslektir. Pekala bundan para kazanılabilir. Ama bar tutmak meslek değildir. Para karşılığı oynamamız meslek olamaz. Bu tür nahoş durumları görürken benim yüreğim acıyor, kemiklerim sızlıyor. Eski barcılar kalksa ne olur? Düşünemiyorum bile!"

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Ağaçta duran kuş, dalın kırılmasından hiç korkmaz. Onun güveni ağaca değil, kendi kanatlarınadır! (Charles Bukowski)

DUVARIN DİLİ : Bu saatte sende fırtına bile kopsa, bende yaprak oynamaz!